İlaçta dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız

İlaçta dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız

​Türkiye’nin ilaçta yüzde 54, aşıda da yüzde 100 dışa bağımlı olduğunu belirten Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Değirmenci, bu durumdan kurtulmak için ilaç sanayisinin geliştirilmesi ve kendi ilacını üretmesi gerektiğini söyledi.

İlacın stratejik bir ürün olduğunu ve aynı zamanda dünyadaki en önemli sektörlerin başında geldiğini belirten Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Değirmenci, bu kadar önemli bir sektör olan ilaçta Türkiye’nin dışa bağımlı olmasının hem insan sağlığını hem de ülke ekonomisini çok ciddi anlamda olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti.

Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Değirmenci, "Dünya Eczacılar Günü" dolayısıyla İLKHA’ya sağlık sektörüyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Değirmenci,  hastalıkların teşhisinden tedavisine, ilaçların da moleküler düzeyde keşfinden klinik çalışmalarına ve üretimine, tıbbi cihazların geliştirilmesinden imalatına her alanda Türkiye’nin kendisini geliştirmesi ve bir an önce dışa bağımlılıktan kurtulması gerektiğini belirterek, "Bunu başarmalıyız. Bugün halen hem ilaç hem tıbbi cihaz sektörlerimiz büyük ölçüde dışa bağımlıdır. Bundan kurtulmamız gerekiyor." dedi.

Değirmenci, "İlaç, Türkiye için çok önemli olduğu gibi dünya için de çok önemlidir. İlaç stratejik bir üründür, dünyadaki en önemli sektörlerin başında gelir. İlaç üretiminin 1,2 trilyon dolardan fazla kazancı var. Şuna bakmak lazım; biz dünya üzerinde ilaç üretiminde ya da ilaç kazancı üzerinde nerelerdeyiz? İlaç üretiminde yüzde 0,16 gibi bir rakamdayız. Yani ilaç üretiminde yok sayılabilecek bir durumdayız. Böylesi önemli bir sektörde sosyal güvenlik politikalarını dolayısıyla ülke ekonomilerini ilgilendiren stratejik bir alanda mutlaka bizim de söz sahibi olmamız lazım." ifadelerini kullandı.

 "İlaç sanayisinde gelişmek zorundayız"

İlaçta dışa bağımlılığın hem insan sağlığını hem de ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilediğine işaret eden Değirmenci, "Kendi ilacımızı mutlaka üretmemiz lazım. Dışa bağımlılık hem kendi insanımızın sağlığını hem de ekonomimizi kötü yönde etkiliyor. İleriye dönüp baktığımızda Amerika var. Amerika ilaç üretiminde sektörün neredeyse yüzde 40’ından fazlasına sahip. Türkiye’ye baktığımızda bizim molekül olarak keşfettiğimiz bir ilacımız yok. Biz halk sağlığı, tedavi ve ekonomik olarak gelişmek istiyorsak ilaç sanayisinde gelişmek zorundayız. Nasıl ki otomotivde, inşaat sektöründe, hizmet sektöründe ve turizm de gelişip ülkeye katkıdan bulunmamız gerekiyorsa, ilaç sektöründe de mutlaka gelişmemiz ve bunu önemsememiz gerekiyor." diye belirtti.

 "İlaçta dışa bağımlılıktan kurtulmamız gerekiyor"

Değirmenci, "İlaç bilimsel, akademik bir ürün. Otomotivdeki ve turizmdeki gibi birtakım insanların katkılarıyla ilerletemezsiniz. Üniversitenin, ekonominin, kamunun, sivil toplum kuruluşlarının katkısı gerekir. Bu konuda bilimi, aklı, iş birliği ve teşviki öne çıkarmak gerekir. İlaç sanayisinde bugünden itibaren ilerlememiz gerekiyor. Biz ilacın yüzde 54 gibi bir kısmını ithal ediyoruz. Aşıların neredeyse tamamını dışarıdan ithal ediyoruz. Medikal bölümünde önemli bir bölümünde dışarıya bağımlıyız. Yani sağlık tüketiminin çoğu kısmında dışa bağımlıyız. Bu konuda dışa bağımlılıktan kurtulmamız gerekiyor. Yoksa hem sağlık alanında hem de ekonomik alanda geride kalacağız. Ekonomideki en ufak oynamalarda etkilenir, ilacın varlığı-yokluğu konusunda tartışır noktada oluruz." şeklinde konuştu.

Dünyada sürekli yeni moleküler ilaçların üretildiğinin bilgisini veren Değirmenci, "Bilim, akademik ve anlayışlar gelişiyor. Dolayısıyla ilaç sanayisi de gelişiyor. Dünyada sürekli yeni moleküler ilaçlar üretiliyor, bu konuda dünyada üretilen orijinal moleküllü ilaçların birçok kısmı ise çok pahalı oluyor. Biz ise bunu satın alıyoruz. İnsanımızın sağlığı ve daha kaliteli yaşaması için satın alıyoruz. Dolayısıyla sürekli sosyal güvenlik bütçenizin yukarı çıkması gerekiyor. Ülkemizin ekonomisi de çok geniş değil. Bugünden yarına yeni molekül ilaç bulmak için çalışma yapmamız lazım hem de var olan ilaç sanayimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuda öncü politikalar, planlamalar, koordinasyon ve ön düzenlemeler gerekiyor. Türkiye bunu başarabilecek büyük bir ülke." diye konuştu.

"Tükettiğimiz ilaçların yüzde 55’lik kısmını dışarıdan alıyoruz"

Türkiye’ye ilaçların yüzde 55’inin ithal geldiğini aktaran Değirmenci, "İlaç sanayisinin, çok özellikli bir sanayi, kalite, birtakım standartların, iyi ilaç üretim koşullarının geliştirilmesi gereken çok ağır koşullar var. Gaziantep’e bakarsak medikal konuda bir alan geliştirebilir. Gaziantep valisi de bu alanın bir başlatıcısı oldu, bu çok güzel bir yaklaşım. Gaziantep medikal malzeme konusunda bir alan olabilir. Bu şekilde dışa bağımlılıktan kurtulur, insanımıza ve ekonomiye katkıda bulunmuş oluruz. Gaziantep’i bu konuda ön plana çıkarmak gerekir. Tükettiğimiz ilaçların yüzde 55’lik kısmını dışardan alıyor yüzde 44’ni de kendimiz üretiyoruz. Kendi ürettiğimiz çoğu ilaçta da yabancı sermayenin etkisi var, yine tamamen bize ait değil. Bu üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir nokta." dedi.

Kanser ilaçlarının çok pahalı olan ilaçlar olduğuna dikkat çeken Değirmenci, Türkiye’nin kendisini bu konuda geliştirebilseydi şu anda bulunduğu yerden çok daha yüksek yerlerde olacağını vurguladı.

"Toplum sağlığının ilerletilebilmesi noktasında eczaneler çok önemli merkezler"

Eczaneciliğin de önemine değinen Değirmenci, "Eczaneler hastaların, halkın hemen yanı başında olan hızlı bir biçimde ulaşabilecekleri sağlık merkezleri olduğunu düşünüyorum. Bir mahallede hemen köşe başında bir caddede içeri girip her şeyi danışabilirsiniz. Toplum sağlığının ilerletilebilmesi noktasında eczaneler çok önemli merkezler. Hatta şu an günümüzde de halkın yaşamı içinde geleneksel bir rolü vardır. Eczaneler; yalnızca ilaç sağlık açısından hizmet vermezler ve toplumsal yaşama da çok ciddi katkılar vardır." dedi.

"Temel sorunlarımızın başında ekonomi geliyor"

Eczacılar olarak temel sorunlarının başında ekonominin geldiğini aktaran Değirmenci, sözlerine şöyle devam etti:

"Böylesi ekonomik sorunların olduğu bir ortamda sağlıktaki tüm değişimlerin, sosyal politikalardaki bu değişimlerin ve dönüşümlerin olduğu bir ortamda ve bunun üzerine birde dünyanın küreselleşmesiyle sermaye birikimlerinin hızlı bir biçimde yayıldığı büyük yapıların daha da büyüdüğü, tekelleştiği küçük yapıların daha da yıkıldığı bir zamanda eczanelerin gerçekten çok büyük sorunları var. Bizim idari sorunlarımız var. Kendi mesleğimizden kaynaklanan birtakım mevzuatlar konusunda ciddi sorunlarımız var. Temel sorunlarımızın başında ise ekonomi geliyor."

"İlaç halk sağlığı için olmazsa olmaz bir üründür"

Değirmenci, "Şöyle bir anlayış var; her zaman iktisatçılar, kamuyu yönetenler için ilaç sanayisi bir kara delik olarak görülmektedir. İlaç halk sağlığı için olmazsa olmaz bir üründür. Bu anlamda bu sorunların bitmesi konusunda bu anlayışı yerleştirirsek önemli adımlar atarız. Eczanelerin şu anda yaşadığı en büyük sorun ekonomi sorunudur. Eczanelerde bizim dışımızda 75 bin çalışanımız var. Dolayısıyla da eczacıları da hesapladığımızda 100 bin kişilik bir çalışan ordusu var. Türkiye’de hiçbir holdingin bu kadar çalışanı yoktur, bu konuya bu açıdan bakmak gerekir." diye konuştu.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.