İşgalci terör şebekesine ekonomik ve siyasi yaptırım uygulanması talebi
Gaziantep’teki siyasi parti yetkilileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar, Filistin halkına yönelik katliamlarına devam eden işgalci terör şebekesine karşı ekonomik, siyasi ve diplomatik alanda kararlı yaptırımların devreye konulm
Mescid-i Aksa direnişinde işgalci terör şebekesinin saldırıları sonucu yüzlerce Filistinli şehit olurken binlercesi de yaralandı. İşgalci terör şebekesinin sivil halka yönelik saldırılarına Avrupa ülkelerinin de içinde yer aldığı birçok ülkede tepki gösterilirken Türkiye'de de saldırılara tepkiler her geçen gün artıyor.
Türkiye genelinde HÜDA PAR başta olmak üzere çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları ile sendikalar, Filistin'de yaşanan insanlık suçuna dikkat çekmek ve şehit olan Filistinlilere anmak için her gün gıyabi cenaze namazı kılıyor.
Siyonist işgalcilerin Filistin’de Ramazan ayının başından bu yana yaptığı zulüm ve baskınlar sonrasında Mescid-i Aksa'ya saldırmasına yönelik tepkiler devam ederken dünya genelinde ve Türkiye’nin hemen hemen tüm illerinde halk, Kudüs direnişine destek vermek için meydanlara iniyor.
İşgalci terör şebekesinin Filistinlilere yönelik artan saldırıları ve Filistinlilerin evlerinden zorla çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalması Türkiye genelinde protesto edilirken halk Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinin liderlerinden işgalci terör şebekesine karşı kapsamlı askeri, siyasi ve ekonomik ambargonun uygulanması yönünde çağrıda bulunuyor.
İşgalci terör şebekesinin Filistin’de sivil halka yönelik saldırıları her geçen gün dozunu artırırken bölgeden gelen şehit sayısı da giderek artıyor. Yüzlerce Müslüman’ın şehit olduğu, binlercesinin de yaralandığı saldırılara karşı siyasi parti, STK ve sendika yetkilileri ile halk, siyonist terör şebekesini tel'in ederken Filistinlilerin Kudüs ve Mescid-i Aksa direnişine de destek veriyor.
Siyonist terör şebekesinin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına karşı kınamaların yetersiz kaldığına dikkat çeken siyasi parti, STK ve sendika yetkilileri ile halk, işgalci terör şebekesine yönelik yaptırımlar konusunda somut adımların atılmasını istiyor.
Siyonist işgal rejimi ile olan siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerin bir an önce kesilmesini isteyen siyasi parti, STK ve sendika yetkilileri ile halk, Türkiye’deki İncirlik ve Kürecik üsleri başta olmak üzere diğer askeri üslerin de kapatılması talebinde bulunuyor.
Halkın Filistin’e, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıktığını belirten HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Faruk Göçer, bu konuda bir an önce İslam ülkelerini yöneten yöneticilerin artık söylem yerine somut adım atması gerektiğini söyledi.
“Yöneticiler halkın yaptığı gibi sadece protesto ile yetinmemelidir”
Göçer, Filistin, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa konusunda halka göstermiş olduğu duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederek, “Bu konuda halk, gıyabi cenaze namazı kılarak, basın açıklamalarına destek vererek gereken tepkilerini dile getiriyor. bu konuda takdire şayan bir şekilde halkımız gerçekten meydanlara inmiştir. Bu konuda yöneticilerimize düşen bazı görevler vardır. Herkes kendi makamına göre bir tepki verebilir. Yöneticilerin halk gibi sadece tepki vermemesi lazım. Özellikle Türkiye'de bulunan İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılması lazım. Eğer bu üsler kapatılırsa bir cevap verilmiş olunur. Yoksa halkın yaptığı gibi yöneticilerin de tepki göstermesi bir şeyi değiştirmez. Yöneticiler halkın yaptığı gibi sadece protesto ile yetinmemelidir. İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılması lazım ki israile bir ders olsun. İsrail yoksa sadece protestolardan anlamıyor. Gerek maddi gerek direkt yaptırımlar gerek direniş konusunda olsun tepki verilmesi lazım. Maalesef bugün Filistin’deki kardeşlerimizin canlarını ve kanlarının akması İslam ülkelerinin yöneticilerinin bu konuda tepkisiz, duyarsız kalmasıdır. İslam ülkelerinin yöneticileri eğer bu konuda duyarlı olsalardı o bebeklerin günahları gerçekten onların boynuna olmazdı. İslam ülkelerinin yöneticileri eğer bu şekilde devam ederse o bebeklerin ve çocukların bütün günahları da aynı zamanda İslam ülkelerinin yöneticilerinin boynunadır. Bunu gerçekten iyiydi irdelemek lazım. İslam ülkelerinin yöneticileri bu şekilde davrandığı müddetçe bu kan durmayacak ve bu kanın vebali onların boynuna da olacaktır.” dedi.
“İsraile anladığı dilden cevap verilmesi lazım”
Siyonist terör şebekesine karşı İslam ülkelerinin artık somut adım atması gerektiğini belirten Yeniden Refah Partisi Gaziantep İl Başkanı Ufuk Çıngırlar da, “İsrail 1967'den bu yana Filistin'de insanlık suçu işlemeye, katliamlar, zulümler, cinayetler işlemeye devam etmektedir. İnsan haklarından bahseden Avrupa Birliği, sözde dünyada barışı tesis edilmek için kurulmuş olan Birleşmiş Milletler, bu zulümlere ve katliamlara seyirci kalmaktadırlar. Merhum Erbakan hocamız, El-Halil kentini korumak üzere Türk ordusunu Filistin'e gönderdiğini hepimiz biliyoruz. İncirlik başta olmak üzere ABD ile NATO üslerinin merhum Necmettin Erbakan’ın kapattığını tüm halkımızın hafızalarında halen mevcut. Kınamalarla, bildirimlerle herhangi bir sonuç elde etmek mümkün değildir. Çözüm bildiri ve kınama yayınlamak değildir. Partimizin 50 yıldır ifade ettiği gibi israile anladığı dilden cevap verilmesi lazım. Kudüs'ün hamisi Abdülhamit Han'ın torunları olarak Türkiye önceliğinde ‘Filistin Barış Gücü’ oluşturulmasını talep ediyoruz. Bu barış gücü en kısa zamanda Filistin'e gönderilmelidir. Malatya’da bulunan, israili koruyan Kürecik Üssü’ndeki radar sistemleri bir an önce iptal edilmelidir. Bu somut adımlar bir an önce Türkiye'nin öncülüğünde atılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“Siyonist terör şebekesi ile ekonomi, askeri ve siyasi ilişkilerin kesilmesini istiyoruz”
Peygamber Sevdalıları Vakfı Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Taş ise Türkiye’de ve İslam ülkelerinde halkın Filistin’e sahip çıktığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Elhamdülillah bunlar bizleri sevindiriyor. Buradan Filistin halkına sesleniyoruz; biz sizin yanınızdayız ve elimizden gelen her türlü desteği size sunmaya gayret ediyoruz. Halk olarak bizim elimizden bu kadar geliyor. Ancak İslam ülkelerinin yöneticileri daha farklı bir şekilde Filisti, Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün yanında olmaları gerektiğini belirtiyoruz. Bizler halk olarak elimizden geleni yapıyoruz. Halk olarak sizin yanınızdayız, basın açıklamalarıyla elinizi güçlendiriyoruz. Biz size elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız, sizlerde en üst düzeyde sadece kınamakla yeterli kalmayın ve en üst düzeyde tepkinizi verin. Basın önünde sadece kınamanın yetersiz olduğunu özellikle dile getiriyoruz. Bir yaptırımın olması gerektiğini belki de siyonist terör şebekesi ile ekonomi, askeri ve siyasi ilişkilerin kesilmesini istiyoruz. Söylemden öte davranışa geçilmesi lazım.” diye konuştu.
“Artık yaptırım gücümüzü uygulamamız gerekiyor”
Mil-Diyanet Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tahiroğlu da, “Yine hüzünlü bir bayram geride kaldı. Yine gözyaşı, yine Müslüman kanı ne yazık ki akıyor. Artık bunun bir son bulması gerekmektedir. Artık bir yaptırım gücü oluşturulmalıdır. Şu anda artık kınamalar, gıyabi cenaze namazı gibi eylemlerin bir yaptırma dönmesi gerekir. İslam ülkelerine hangi görev düşüyorsa onu yerine getirmeleri lazım. Artık düşmanın silahıyla silahlanmak gerekiyor. Onlar bizim namusumuza, inancımıza malımıza ve her şeyimize zarar vermektedirler. Buna son vermek durumundayız. İslam ülkelerinin artık kendisine gelmesi lazım. İslam ülkelerinin yöneticileri kendilerine gelmiyorlarsa İslam ümmeti bu konuda gerekeni yapar. İslam ümmeti yekvücut olup vahdet içinde hep birlikte siyonizmin üstesinden gelir. Zaten Cenab-ı Allah'ın vaadi de bu yöndedir. Artık yaptırım gücümüzü uygulamamız gerekiyor. Ülke, millet, devlet ve İslam ülkeleri olarak artık bu zulme son vermemiz gerekiyor. Mescid-i Aksa yalnız değildir. Filistin, Gazze ve Müslümanlar hiç yalnız değildir.” ifadelerini kullandı.
Davet ve Kardeşlik Vakfı Gaziantep Şube Başkanı Muhammed Talha Özdemir ise İslam ülkelerinin yöneticilerine artık söylem yerine somut adım atmaları çağrısında bulundu.
“İslam ülkelerinin liderlerinden Filistin için somut adım atmalarını istiyoruz”
Özdemir, “Hem Ramazan'da hem Ramazan'dan sonra Türkiye'nin tüm illerinde halkımız Allah'a hamd olsun ayağa kalktı. 70 yılı aşkın bir süreden beri hem Gazze hem Filistin hem de Batı Şeria’daki kardeşlerimize tarif edilemez acılar yaşatılıyor. Batı ve Amerika, israile sınırsız kredi destek veriyor. Bunun yanında İslam ülkelerinin kukla yöneticileri israil ile barışmak, israili tanımak için adeta sıraya girmişcesine israil'e şirin gözükmek, diyalog kurmak, israili devlet olarak tanımak için ellerinden gelen çabayı sarf etmeye çalışıyorlar. İslam ülkelerindeki halklar yöneticileri gibi düşünmüyorlar. Onlar da Filistin, Mescid-i Aksa ve Filistin'de zulme uğrayan, mazlum olan halk ile beraber hareket etmek istiyor. Elinden gelebildiğince destek vermeye çalışıyor. Şu anda halk elinden gelen desteği veriyor. Fakat bizler halkız, halk olduğumuzdan dolayı gücümüz sınırlı ancak yürüyüş, basın açıklaması ve benzeri etkinlikler yapabiliyoruz. Fakat yöneticilerden, iktidarda olan kişilerden iktidar sahibi kişilerden ve diğer ülkelerden somut adımlar bekliyoruz. Sadece kınamak, ‘dehşete kapıldık ve üzüntüyle tel’in ediyoruz’ şeklindeki ifadelerden ziyade, ciddi manada yaptırımların uygulanması lazım.” diye konuştu.
“Kendi topraklarımızda hiçbir zalimin üssünün olmasını istemiyoruz”
Siyonistlere hizmet eden emperyalist ABD’nin Türkiye’deki üslerinin kapatılmasını istediklerini ifade eden vatandaşlardan Abdulhakim Övet ise şöyle konuştu:
“Çünkü onların ülkemizde güçlü olması, topraklarımızda hakimiyet kurması israil gibi çetelerin daha çok kendini pervasız görmesi ve İslam beldelerine özellikle Filistin’de, Mescid-i Aksa ve Filistin’deki Müslümanlara karşı pervasız tutumlarına yol açmaktadır. Bugün israilin Müslümanlara karşı yapmış oldu katliamlar ve Mescid-i Aksa’ya yönelik yapmış olduğu barbarlık üzerinden, daha çok Amerika ve İngilizler ile yandaşlarının onlara destek vermesi, onları sanki kendi haklarını savunuyor gibi göstermesi ve onları sahiplenmesi onların daha da pervasız olmasına yol açmaktadır. Müslümanlar olarak kendi topraklarımızda hiçbir zalimin üssünün olmasını istemiyoruz. Bu üslerin ülkemizde bulunması hepimizin bağrına saplanmış bir hançerdir. Bu hançerin en erken ve kısa zamanda sökülüp atılması gerekir kim küfür İslam topraklarındaki hakimiyetinden ümidini kessin.”
“İşgalci terör şebekesine karşı daha sert tepki verilmelidir”
İşgalci terör şebekesinin Filistinlilere yönelik saldırılarını kınadığını belirten Mehmet Damar da, “Bu konuda her Müslüman üzerine düşeni yapması gerektiği gibi buradan kendi içimizdeki kardeşlerimizin zaman zaman bu konularda gerekeni yapmadığımı görüyoruz. Bu durumda tabi ki bizi daha da çok üzüyor. Avrupa'nın birçok ülkesinde ve şehrinde Müslümanlar kendi bulundukları ülkelerde ekonomik baskı altında oldukları halde bazı gösterileri yapabiliyorlar. Ama bizim kendi Müslüman kardeşlerimiz ve Müslüman ülkelerde gerekenin yapılmadığını, halen kış uykusunda olunduğunu hissediyorum. Bundan dolayı üzüntülerimi dile getirmek istiyorum. Bu konuda bütün kardeşlerimizi duyarlılığa davet ediyorum.”
Türkiye'deki ABD üslerinin kapatılması için Türkiye’nin gereken her türlü diplomatik adımı atması gerektiğini belirten Mustafa Demir de, “Halkın gerçekten bu konuda duyarlı olduğunu görüyoruz. Halk her gün meydanlarda, sokaklarda Filistin ve Filistin’deki kardeşleri için mücadele ediyor. Halk nasıl ki mücadele ediyorsa devlet yetkililerinin de mücadele etmeleri lazım. Nasıl ki halk bir anda kardeşçe bir araya geliyorsa devlet yetkililerinin, Müslüman ülkelerin yöneticilerinin de bir araya gelmesi lazım.”
“İsrailin bu yaptıkları artık sadece kınamakla olmaz”
Tüm siyasi partilerin, İslami STK’ların ve Müslümanların bir araya gelerek işgalci terör şebekesine karşı olmaları ve tepki göstermeleri gerektiğini belirten Mustafa Ateş, “Önceki yıllara göre tepki gösterme açısından Türkiye'nin bir adım daha önde olduğunu söyleyebiliriz. Tabi halkında bu konuda daha duyarlı olması ve daha iyi bir şekilde tepki göstermesi lazım. Basın açıklamaları sayılarının daha fazla olması lazım. Bu şekilde işgalci terör şebekesine karşı tepkimizi ortaya koyalım. Basın açıklamalarında sayımız fazla olmazsa halk olarak tepkimizi tam olarak gösteremezsek hükümette tam tepkiyi gösteremez. Halk olarak yetersiz bir tepki gösteriyoruz. Yeterli tepkiyi göstersek devlette kendini düzeltecektir ve onlarda tepki verecektir. İsrailin bu yaptıkları artık sadece kınamakla olmaz.” dedi.
Siyonist Yahudilerin geçmişten bu yana İslam ümmetinin başına bela olduğunu belirten Ali Özcan da siyonistlerin Türkiye'de bulunan üslerinin kapatılması gerektiğini belirtti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.