“İsrail'in devlet olarak tanınması büyük bir yanlıştır”
Emperyalist ABD'nin Kudüs'ü, Siyonistlerin başkenti olarak tanımaya yönelik şer planına tepki gösteren İHH Gaziantep Şube Başkanı, “İsrail’in devlet olarak tanınmasının büyük bir yanlış olduğunu ve bu yanlıştan dönme zamanının geldiğini” söyledi.
Emperyalist ABD'nin Kudüs'ü Siyonist işgalcilerin başkenti olarak tanımasına sert tepki gösteren İnsani Yardım Vakfı (İHH) Gaziantep Şube Başkanı Engin Erbatan, Kudüs’ün İslam’ın izzeti, şerefi olduğunu ve tüm Müslümanların Kudüs etrafında birleşmesi gerektiğini belirtti.
Söz konusu küstah kararı İLKHA’ya değerlendiren Erbatan, işgalci Siyonistlerin devlet olarak tanınmasının büyük bir yanlış olduğunu, Türkiye’nin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söyledi.
ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma ve Kudüs'ü işgalcilerin başkenti yapma kararının yeni olmadığını belirten Erbatan, “1948 yılında başlayan bir işgal söz konusu. 1967 yılında Kudüs'ün işgali söz konusu. 1948 yılından beri dünyada 9,7 milyon Filistinli yaşıyor, bunların sadece 4 milyon 700’ü kendi ülkelerinde yaşıyor. Kendi ülkelerinde yaşayanların büyük bir kısmı da şu anda mülteci konumundadır. Bugün Gazze'de yaşayan iki milyon Filistinlinin bin 400’ü aslında mültecidir. Gazze’nin kendi yerli insanı değil. Savaş dolayısıyla bu bölgeye toplanmışlardır ve Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesi konumundadır.” dedi.
Batı Şeria'da da 2 milyon 400 bin Filistinlinden yaklaşık 800 binin mülteci konumunda olduğunu belirten Erbatan, “19 tane kampta yaşıyorlar. Gazze'de yaşayan 2 milyon Filistinlinin de yaklaşık 830 bini sağlık ve gıda açısından büyük bir risk grubundadır. Aynı şekilde Batı Şeria'da da 210 bine yakın insan büyük risk altındadır. Bu yerleşim yerleri vesilesiyle Batı Şeria’nın şu an yüzde 48'i İsrail kontrolündedir. Aslında Batı Şeria bir şekilde işgal edilmiş durumdadır. Özellikle de doğu Kudüs üzerinde çok ciddi bir sindirme politikası var. İsrail kamuoyundan gelecek tepkilerden dolayı ve yaptırımlardan dolayı şimdi daha çok yasal yaptırımlarla, zorbalıkla bir şekilde oradaki insanları sindirerek Kudüs'ten çıkarma telaşındalar.” ifadelerini kullandı.
Erbatan, “Şimdi ortada bu kadar büyük bir dram, böyle büyük bir gasp varken Amerika Kudüs'ü İsrail'in ‘başkenti’ olarak ilan etti. Aslında problem burada başlamıyor. Devam eden bir problemin neticesinde buraya gelindi. 1948 işgalinden sonra 1949 yılında o dönemin CHP iktidarı Türkiye’de İsrail'i tanıyan ilk İslam ülkesi oldu. Seküler dünyanın bu şımarık çocuğu Siyonist İsrail dünyaya tepeden bakmaya devam ediyor. O küstahlık ve şımarıklığıyla dünyayı bir felaketin eşiğine getirmeye devam ediyor. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bir şekilde sonları büyük bir felaket olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Eğer Müslümanlar izzet ve şeref arıyorlarsa bu izzet ve şeref sadece İslam'da vardır” diyen Erbatan, şunları söyledi:
“Bu kurdukları kukla yönetimlerle, çıkar gruplarıyla menfaatlerini korumak için on takla atan ve bütün değerlerine sırt dönen yöneticilerle bu işi çözeceklerini inanıyorlar. Ama 15 Temmuz gösterdi ki İslam coğrafyasında onuruyla, izzeti ve şerefiyle karşı duracak kitleler mevcuttur. Müslümanlar er veya geç inşallah bu kısa iktidarın sonunu getireceklerdir. İzzet, şeref sadece İslam'dadır. Kudüs İslam’ın izzeti ve şerefidir. Kudüs Müslümanların birleştirici noktasıdır. Kudüs ümmetin ortak yarasıdır. Biz bu konuda tüm Müslümanları duyarlı olmaya çağırıyoruz. Fakat bu mesele bugünün meselesi değildir. Bu mesele 1948'in den beri devam eden bir meseledir. Türkiye ve Türkiye Müslümanlarına düşen önemli bir görev var. Çünkü hilafet bu topraklarda son buldu. Lozan ihaneti bu topraklarda yapıldı. Ümmetin bütün kanayan yarasına Türkiye ilgi göstermek zorundadır. Bütün Müslümanların da duyarlı olup bu döngüyü kırması gerekiyor. Burada Müslümanların uyanık ve basiretli olup bugünün meselesi olmayan bu meseleyi tarihe dayanan bir süreç gibi görmeleri gerekir.”
Kudüs’e sahip çıkmak için Müslümanların ortak bir noktada buluşması gerektiğini de vurgulayan Erbatan, “Türkiye'nin o tarihsel açığını kapatmasını bekliyoruz. Bugün gelinen nokta itibariyle yapılan yanlışın düzeltilmesi gerekiyor. İsrail'in tanınması büyük bir yanlıştı. Çünkü İsrail, ‘Filistin’in topraklarına saldırmadı’ İslam’ın kalbine saldırdı. Bu mesele de Filistin meselesi değildir. Müslümanlar ile Yahudiler arasındaki bir meseledir, İslam'ın izzeti ve şerefi meselesidir. Türkiye üzerine düşen görevi yapmalı ve bu tarihsel borcunu ödemelidir.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.