İsrail’in kuruluş sürecinde birçok kanlı eyleme imza atan aşırı Siyonist yer altı çeteleri Stern ve Irgun tarafından 1948 yılının 9 Nisan gününde eşi görülmemiş bir katliam daha gerçekleştirildi.

9 Nisan’ı 10 Nisan’a bağlayan gece Filistinlilerin yaşadığı Kudüs'ün batısında yer alan Deir Yassin köyünü basan Stern ve Irgun çeteleri, köy halkından 254 kişiyi katletti. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu masum siviller bir gecede öldürüldü. Katliamdan çok az sayıda kişi yaralı olarak kurtulabildi.

Katliam gecesi, Deir Yassin halkı hoparlörlerden gelen “Köyü terk edin!” anonsları ile uyandı. Köy halkı ne olduğunu anlayamadan İsrailli teröristler tarafından katledildi. Evler ateşe verildi, evlerden kaçmak isteyenler kurşuna dizildi, çocuklar annelerinin gözleri önünde öldürüldü. Evler havaya uçuruldu, köyde kalan herkes kurşuna dizildi ve cesetleri kuyulara atıldı.

Teröre şahit olanların anlattıklarına göre caniler bu baskında kadınların kulaklarını kesip, küpeleri aldıktan sonra kadınları öldürmüştü.

Baskından sağ olarak kurtulabilenlerden bir kadın yaşadığı dehşeti şu şekilde aktarmıştı:

Bir askerin 9 aylık hamile olan kızımı yakaladığını gördüm. Makineli tüfeğini önce çenesine doğrulttu, sonra içindeki tüm mermileri kızımın üzerine boşalttı. Hepsi birer kasaba dönüşmüşlerdi. Daha sonra bir bıçak çıkardı ve kızımın karnını yarıp bebeğini dışarı çıkardı.

Baskını gerçekleştirenler yaptıkları katliamlarla da tatmin olmamışlar, halen hayatta olan kadınları ve kız çocuklarını çırılçıplak soyup, araçlara doldurmuşlar ve bu şekilde Yahudi yerleşim bölgelerinde dolaştırmışlardı. Dönemin Kızıl Haç Filistin delegesi Jacques de Reynier olaydan bir gün sonra Deir Yassin’e yaptığı ziyaret esnasında parçalanmış cesetlerle karşılaşmış ve bu korkunç manzara karşısında “Manzara dehşet vericiydi!” demişti.

Deir Yassin Katliamı, İsrail başbakanlığı yapacak olan Menahem Begin’in liderliğindeki yer altı çeteleri tarafından gerçekleştirildi. Daha sonra İsrail Başbakanlığına da gelen katliamın sorumlularından Menahem Begin, bu kanlı terör eylemini “Eğer Deir Yassin zaferi olmasaydı, İsrail Devleti de olmazdı.” sözleriyle tanımlamıştı. Ünlü Siyonist liderlerden Israel Eldad “Deir Yassin olmasaydı, bugün İsrail toprakları üzerinde hala yarım milyon Arap yaşıyor olacaktı. Tabi İsrail Devleti de olmayacaktı.” demişti.

Bölgede Siyonist terör grupları tarafından gerçekleştirilen diğer katliamlar gibi Deir Yasin'in de amacı Filistin halkını yaşadığı köylerden çıkarıp başka yerlere göç etmeye zorlamak ve Kudüs yolunu Arap güçlerinden “temizlemek” ayrıca Araplar arasında korku salmaktı.

İsrail işgal yönetimi, 1948'de yerle bir ettiği köyü, 1980 yılında yeniden inşa etti ve tarihin en korkunç katliamlarından biri olan Deir Yasin'de yaptıklarından gurur duyduğunu tüm dünyaya deklare edercesine köyün cadde ve sokaklarına katliamı gerçekleştiren cani ve teröristlerin adını verdi.

Bir etnik temizlik olan bu katliam İsrail’in kuruluşundan bu yana işlediği katliamlardan sadece biridir.