Memur-Sen’den zam tepkisi: Alın terimiz değersizleştirildi
Memur-Sen Şanlıurfa İl Başkanlığı, hükümetin memurlara sunmuş olduğu zam teklifine tepki göstererek, memurların alın terinin değersizleştirildiğini belirtti.
Memur-Sen Şanlıurfa İl Başkanlığı, hükümetin memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yönelik zam teklifini değerlendirmek üzere basın açıklaması düzenledi.
Memur-Sen Şanlıurfa İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın açıklamasını Sağlık-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Abdulkadir Yabir okudu. Açıklamada, hükümetin memur ve memur emeklilerine, 2020'nin birinci altı aylık döneminde yüzde 3,5, ikinci altı aylık döneminde yüzde 3, 2021'in birinci altı aylık döneminde yüzde 3, ikinci altı aylık döneminde de yüzde 2,5 oranında teklif sunduğu hatırlatıldı.
Kamu İşvereninin toplu sözleşme masasına sunduğu teklife tepki göstererek basın açıklamasına başlayan Yabir, “Hepinizin yakından takip ettiği ve bildiği gibi ‘Beşinci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri’ 1 Ağustos günü gerçekleştirilen ilk oturumla başladı. 16 Ağustos’ta yani dün itibariyle de Kamu İşveren Heyeti, masaya ilk teklifini sundu. Kamu İşvereni, görüşmelerin 16. gününde, bizim tekliflerimizin kendisine iletilmesinden tam 22 gün sonra masaya teklif sundu. Kamu İşvereninin toplu sözleşme masasına sunduğu ve kamuoyuna duyurduğu teklif; gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip. Kamu İşvereninin teklifi; ‘teklif gecikti’ siteminin ve tepkisinin ötesinde ‘teklif geçiştirildi’, ‘masa önemsizleştirildi’ ve ‘alın terimiz değersizleştirildi’ tespitlerini ifade etmeyi ve buna dayalı tepkileri hayata geçirmeyi hem gerekli hem de haklı hale getirmiştir.” şeklinde konuştu.
Memurlara sunulan zam teklifinin dillendirilmesinin bile yanlış olduğunu belirten Yabir, “Toplu sözleşme sürecine dair sitem ve tepki cümlelerinin sayısının ve dozunun yükselmesi; Kamu İşvereninin masaya geç teklif sunma gayretinin ve sunduğu teklifin garabetinin semeresi olarak görülmelidir. Kamu İşveren Heyetinin geç kalmış ve geçiştirmeye odaklanmış teklifinin içeriğinde; bize teklif edilmesi bir tarafa masanın çevresinde dahi terennüm edilmemesi gereken oranlar ve rakamlar yer alıyor. Hükümetin masaya sunduğu ilk teklif; ‘Güçlü Türkiye imkânsız’, ‘Büyük Türkiye anlamsız’ ve ‘Yeni Türkiye gereksiz’ fikri sabitinde debelenenler dışında hiç kimsenin aklına yatmaz, gönlünü rahatlatmaz. Hükümet; bu teklifin, Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye hedeflerini ve gerçeklerini yok sayanlara can suyu vermek, kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeme kararından da açıkça vazgeçmek olduğunu görmelidir. Daha da önemlisi Hükümet, kalkınmayı önemsediğine, adaleti öncelediğine dair ispatı ve icraatı, toplu sözleşme masasına sunduğu yeni teklifle hem teyit hem de tescil etmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Bu oranlar, Hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil”
Zam teklifinin hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflere uyumlu olmadığına dikkat çeken Yabir, “ Memur-Sen Konfederasyonunun ve yetkili sendikalarımızın toplu sözleşme teklifleri; teşkilatımız, üyelerimiz ve kamu görevlilerimiz tarafından duruma uygun, çözüme matuf, içeriği makbul, maliyeti ve mahiyeti makul teklifler olarak kabul gördü. Bu kabule rağmen Kamu İşvereninin 24 Temmuz’da sanki kendisine hiç teklif sunulmamış, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına, demokratik ve sendikal haklarına, özlük hakları ve çalışma şartlarına dair tekliflerinden bihaber kalmış bir profil çizmesini ne kabul edilir ne de anlaşılır bir tutumdur. Hükümetin masaya sunduğu 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin teklifini hatırlayalım; 2020 için yüzde 3,5 + yüzde 3 ve 2021 için yüzde 3 + yüzde 2,5… Bu oranlar; Hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil. Bu oranlar, Hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil. Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki aşağı yönlü hareketi, elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi doğrulamıyor ve aksine yok sayıyor.” diye konuştu.
“Teklifin eksikleri ve hataları bir an önce gidermelidir”
Yabir basın açıklamasına şu ifadelerle devam etti:
“5. Dönem Toplu Sözleşme masasına dün itibariyle sunulan Kamu İşvereni teklifi; ‘kamu görevlilerine büyümeden pay vermeme haksızlığı’ sona ermesi gerekirken aksine ‘kamu görevlilerine bütçeden pay vermeme hastalığı’ eklenme çabası olarak da görülebilir. Siyasi irade, toplu pazarlık masasına, kamu görevlilerini refaha kavuşturma değil cefayla buluşturma teklifi sunduğu görmeli, teklifin eksiklerini ve hatalarını da bir an önce gidermelidir. Toplu pazarlık masasına işveren tarafından sunulan ilk teklifin özeti bizim açımızdan şudur; ‘buçuğu çok, hükmü yok’ işveren teklifidir. Emek kesimi için toplu pazarlık masasının anlamı; evdeki bulguru kaybetme kaygısı olmaksızın Dimyata pirince gitmektir. Kamu İşvereni, hem Dimyata pirince gitmemize engel olmak hem de evdeki bulgurun değerini azaltmak gayretindedir. Buna seyirci olmamız da kayıtsız kalmamız da beklenmesin. 5. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde Kamu İşvereninden gelen ilk teklifin anlamı; 2020 için yıllık toplamda yüzde 6.60, 2021 için yıllık toplamda yüzde 5.57 oranın da zam yapılması, iki yıllık toplamda ise yüzde 12,54 oranında maaş ve ücretlere artış yansıtılmasını teklif etmektir.”
“Şekere, elektriğe, doğalgaza tek seferde yüzde 15 zam yapıldı”
Birçok hizmet ve ürüne tek seferde yüksek oranlarda zam yapıldığına vurgu yapan Yabir, “Bu durumda kamu görevlilerine ve onların yetkili temsilcisi konumunda konfederasyona ve sendikalara şu denilmektedir; ‘2020’de maaş ve ücretlerinize enflasyon beklentisinden daha düşük oranda zam yapılmasını kabul edin. Şekere, elektriğe, doğalgaza tek seferde yüzde 15 zam yapıldı. Fakat maaş ve ücretlerinize dört seferde yüzde 12’nin biraz üzerinde zam yapılmasını normal kabul edin. Yetmez, ‘gecikme zammı aylık yüzde 2,5, yıllık yüzde 30 iken maaş zammınızın yıllık yüzde 6’lar ve iki yıllık toplamda yüzde 12’ler seviyesinde olmasına aldırış etmeyin’ deniyor. Merkez Bankasının 2020 ve 2021 için enflasyon hedefi yüzde 5, aynı yıllara ait enflasyon tahminleri ise yüzde 9,5 ve yüzde 5,9 iken aynı yıllara ait beklenti anketlerinin sonucu ise sırasıyla yüzde 13,9 ve yüzde 11,5 olarak kayıt altına alınmış. Bu rakamların yanına da son on yıllık süreçte enflasyon hedef ve tahminleri ile gerçekleşen enflasyon arasında zaman zaman iki kata kadar farklılıklar oluştuğu bilgisini de paylaşmak gerekiyor.” diye konuştu.
“Memuru enflasyona ezdirmeyiz vaadine bağlı kalın”
Eski Türkiye’nin vehimlerinden beslenen değil, yeni Türkiye’nin güvenine yaslanan bir teklif istediklerine dikkat çeken Yabir, “Bütün bu veriler üzerinden şunu söylemek gerekir ki; ‘Memuru enflasyona ezdirmeyiz’ vaadi Hükümet tarafından öncelikle teklif bandında korunması gerekir. Bir başka anlatımla Hükümetin ilk teklifinin 2020 ve 2021 için sırasıyla Merkez Bankasının beklenti anketindeki yüzde 13,9 ve yüzde 9,5 oranları dikkate alınarak şekillendirilmesi ve masaya getirilmesi gerekirdi. Diğer taraftan, toplu pazarlık masası sadece maaş ve ücret zamlarıyla sınırlı bir pazarlık masası değil. Masada, haklar, sosyal hak ve yardımlar, özlük hakları ve çalışma şartları da pazarlığın kapsamında değerlendiriliyor. Bizler, kamu görevlilerinin standardını yükseltecek, dertlerini küçültüp bitirecek teklif beklerken karşımıza çıkan teklif ‘vaat ettiği standart düşük, ürettiği skandal büyük’ niteliktedir. Biz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk toplu sözleşmesinin, imzaya çağıran bir içerikle yürütülmesini beklerken, nizaya ve sahaya çağıran bir teklifle karşılaştık. Bu teklifin tamamlanmaya, ilavelerle zenginleştirilmeye ihtiyacı var. İşveren ve emek kesimini birbirinden uzaklaştıracak bu teklifi bir kenara koyup uzlaşmayı sağlayacak yeni bir teklif için yeterli zaman, bu teklifin maliyetini karşılayacak bütçede imkân var olduğuna inanıyoruz. Biz, eski Türkiye’nin vehimlerinden beslenen değil Yeni Türkiye’nin güvenine yaslanan bir teklif istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Yeni bir teklif ve yeni bir eşik bekliyoruz”
Yeni bir zam teklifi beklediklerini belirten Yabir, “Türkiye’nin gücüne bizim kadar inanılırsa, Türkiye’nin büyüklüğüne bizim kadar itibar edilirse, Türkiye’nin yeni paradigmal çerçevesi bizim gibi anlaşılırsa; anlaşmamızda, adil paylaşmamızda, birlikte ve huzur içerisinde yaşamamızda çok daha kolay karşılanacaktır. Biz, örgütlü gücümüzü yetersiz tekliflere tepki vermekten kaçınmayız. Fakat biz örgütlü gücümüzü için değil hak ettiğimizi bize teslim edecek teklifleri takdir etmek için kullanmak istiyoruz. Yeni bir teklif ve yeni bir eşik bekliyoruz. Türkiye’ye inanıyor ve Türkiye’nin gücüne itibar ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yabir, basın açıklamasını şu temennilerle noktaladı:
“Memur-Sen Şanlıurfa İl temsilciliği olarak ilimizdeki Memur-Sen teşkilatlarıyla birlikte toplu sözleşme sürecini yakından takip etmeye, bizleri memnun edecek her konuda destek, üzecek ve gerecek her konuda tepki vermeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Diğer taraftan ilimizdeki parti yöneticilerinin, belediye başkanlarının özellikle iktidar partisine mensup milletvekillerinin toplu sözleşme noktasında sorumluluk almalarını, Hükümet kanadına yönelik baskı ve beklenti iradesi oluşturmak noktasında bizlerle birlikte hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Emeğin hakkının verilmesi noktasındaki niyet ve gayretlerimizde bereket, irade ve çalışmalarımızda örgütlü güçten neşet eden kudret temenni ediyoruz.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.