Mescide çevrilen evlerde Ramazan dolu dolu yaşanıyor
İslam alemi geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda Ramazan’ı Covid-19 salgınına karşı alınan önlemler ve tedbirler kapsamında teravih namazı, toplu iftar ve sahur gibi bu ayın birçok güzelliğinden mahrum geçiriyor.
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda Covid-19 nedeniyle Türkiye başta olmak üzere dünya genelindeki birçok ülkede Ramazan ayı salgının ve yasakların gölgesinde idrak ediliyor.
On bir ayın sultanı Ramazan ayında genelde camilerde görmeye alışık olduğumuz teravih namazı ve mukabele halkaları bu yılda Covid-19 salgını nedeniyle evlerde oluşturuluyor.
Cehennem kapılarının kapatıldığı, şeytanların zincire vurulduğu ve cennet kapılarının ise sonuna kadar açıldığı rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı Ramazan ayına, Covid-19 nedeniyle buruk bir sevinçle giren İslâm âlemi, musibetlere karşı Allah'tan yardım talep ediyor.
Tüm dünyada etkili olan Covid-19 salgını nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları başta olmak üzere alınan tedbirler kapsamında Gaziantep’te evlerden çıkamayan aileler, Ramazan ayını dolu dolu yaşıyor.
Covid-19 tedbirleri sebebiyle bu yılda buruk geçen Ramazan ayının maneviyatından mahrum kalmak istemeyen vatandaşlar, Ramazan ayının ruhunu yaşatmak için evlerde ailece özel programlar yapıyor.
Ramazan sevinci bu yılda evlerde yaşanırken on bir ayın sultanı Ramazan ayının başlamasıyla birlikte evlerini adeta küçük bir mescide çeviren vatandaşlar, ibadetlerini aile fertleri ile birlikte yapıyorlar.
Covid-19 salgını nedeniyle camilere gidemeyen vatandaşlar, evlerinde mukabele usulü Kur’an-ı Kerim okumanın yanı sıra teravih ve vakit namazlarını cemaatle kılıyorlar, ailece kitap okuyup dini sohbetler yapıyorlar. Evlerinin bir odasını küçük bir mescide çeviren Eren ailesi, manevi atmosfer içerisinde Ramazan ayının sevincini yaşıyor.
Ramazan ayını ailece evde ihya ettiklerini ifade eden Adem Eren, İLKHA muhabirine, Covid-19 salgını nedeniyle 2 yıldır Ramazan ayında teravihlerden ve mukabelelerden uzak kalındığını anımsattı.
Bu atmosferi olumlu bir hale çevirmek istediğini belirten Eren, “Evlerimizi mescide ve ibadethaneye dönüştürelim, çocuklarımızın ruhuna uygun programlarla Ramazanı güzelleştirelim istedik.” dedi.
“Ramazan ayını dolu dolu yaşamaya çalışıyoruz”
Müslümanlar için fırsat ayı olan Ramazan ayının günahlardan arınma mevsimi olduğunu ve bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Eren, “Ramazan ayının içerisindeyiz ve bu bereketli ayda normalde camilere gitmemiz ve mukabelelerimizi camilerimizde yapmamız lazım. Ama pandemi sürecindeyiz, bundan dolayı haftanın 2-3 günü evlerde kalıyoruz ve camilere gidemiyoruz. Kur’an-ı Kerim'i camilerde okuyamıyoruz, teravih namazını camilerde kılamıyoruz. Rabbimize hamd olsun, bizler nerede olursak olalım Müslümanız. Camileri gidemesek de vakit ve teravih namazlarımızı evimizde ailemize beraber kılıyoruz. Mukabelemizi hamdolsun Ramazan'ın ilk gününden bu yana ailemizle beraber evde yapıyoruz. Kitap okuma saatleri yapıyoruz. Camilerden mahrum kaldık ama Müslüman her yerde Müslümanca bir hayat yaşamalıdır diyerek çocuklarımızla Kur'an-ı Kerim okuyoruz, iftar sofrasında kısa 5-10 dakikalık bir sohbetlerimizi de yapıyoruz. Ramazan ayını dolu dolu yaşamaya çalışıyoruz.” dedi.
“Dolu dolu bir Ramazan yaşayacağız”
Salgın öncesi yaşanan Ramazanlara özlem duyduklarına değinen Yıldız Eren, “Biz de Ramazan ruhunu hissetmek için bu ayın maneviyatını evimize taşıdık. Salgından dolayı camilere gidemesek de inşallah dolu dolu bir Ramazan yaşayacağız.” ifadelerini kullandı.
“Ramazan ayımız çok güzel geçiyor”
Ramazan ayının iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Ali Eren de, “Allah Ramazan ayını tüm İslam alemine mübarek eylesin. Evlerimiz mescide çevirdik. Ailece Kur'an okuyoruz, iftardan önce veya sonra babam kısa bir sohbet veriyor. Ramazan ayımız çok güzel geçiyor. Mukabele ve teravih namazı için camiye gidemiyoruz. Bundan dolayı evde günde bir cüz okumaya çalışıyoruz. Teravih namazlarını evde ailece beraber kılıyoruz. Bu Ramazan ayını herkes evinde salgını bahane etmeden Kur'an okuyarak, namazını kılarak güzel bir şekilde geçirmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Ramazan ayını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum”
2 yıldır Ramazan ayını ailece evde ihya ettiklerini belirten Saadet Eren, “Temizlik konusunda anneme yardım ediyorum, onun dışında babam gelmeye yakın yemeği hazırlıyoruz. Eskiden Ramazan ayında genelde misafirliğe gidiyorduk ya da evimize misafir geliyordu. Ama salgın nedeniyle artık ne biz bir yere gidebiliyoruz ne de misafirlerimiz gelebiliyor. Onun için evde elimizden geldiğince ailece bu ayı ihya etmeye çalışıyoruz. Onun dışında yemekten sonra babamla beraber ailece teravih namazımızı kılıyoruz. Okulumdan geri kalmamak için derslerime çalışıyorum. Ramazan ayı bizim için bir fırsattır. O yüzden Ramazan ayını en iyi şekilde değerlendirmeye ve dolu dolu yaşamaya çalışıyorum.” şeklinde konuştu.
“Camiye gitmek daha güzeldi”
Salgından önce teravih namazı ve mukabele için camiye gittiğini belirten 12 yaşındaki Sabri Eren ise şunları söyledi:
“Orucumu tutuyorum, Kur'an-ı Kerim ve kitap okuyorum. Teravih ve diğer namazlarımızı cemaatle kılıyoruz. Ramazan ayı güzel geçiyor. Salgın nedeniyle camiye gidemiyorum, o yüzden namazlarımı evde kılmak zorunda kalıyorum. Fakat camiye gitmek daha güzeldi. Allah herkesin orucunu kabul etsin, hayırlı Ramazanlar diliyorum.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.