Milli ve manevi değerlerimize uygun bir eğitim sistemine geçmeliyiz
Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, öğrencilerin gönül dünyalarının doyurulması ve gönüllerine dokunulması için eğitim sisteminin yönünün değiştirilmesi, milli ve manevi değerlere uygun bir eğitim sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 gün önce Millî Eğitim Bakanlığı “2023 Eğitim Vizyon Belgesi Toplantısı”nda eğitim sistemindeki çarpıklıklara dikkat çekerek “Biz çocuklarımızın, zihinlerini bilgiyle doldurarak diploma sahibi yapmanın peşinde koşarken, onların gönül dünyalarını doyurmayı ihmal ettik.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özeleştiri niteliğindeki bu sözlerini İLKHA’ya değerlendiren Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, öğrencilerin gönül dünyalarının doyurulması ve gönüllerine dokunulması için eğitimde köklü değişikler yapılması gerektiğini belirtti.
Gök, öncelikle müfredatın değişmesi ve ders kitaplarının da baştan sona incelenerek milli ve manevi değerlere uygun bir şekilde hazırlanması, ideolojik bir dayatma olan karma eğitim dayatmasının bir an önce kaldırılması ve öğrencilerin manevi gelişimini artıracak yeni çalışmalara imza atılması gerektiğini ifade etti.
Eğitim sisteminde köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini belirten Gök, eğitim sisteminin, kanunlar, yönetmelikler ve diğer mevzuat çerçevesinde çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek, milletin milli ve manevi beklentilerini karşılayacak şekilde yeniden ele alınması gerektiğine vurgu yaptı.
Geçmiş dönemlere göre eğitimde okullaşma ve derslikler noktasında güzel adımlar atıldığını belirten Gök, ancak manevi olarak öğrencilere istenilen eğitimin verilmediğine dikkat çekerek “Evet, Ak Parti iktidarı döneminde milli eğitime bugüne kadar hiç verilmeyen derecede önem verildi ve maddi olarak ciddi yatırımlar yapıldı. Muazzam derslikler, okullar inşa edildi. Gerçekten yatırım noktasında olumlu işler yapıldı. Ancak çocuklarımızın cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi gönlüne dokunamadık ve biz onların gönlüne hitap edemedik. Biz evlatlarımızın gönlüne hitap edemedik. Yani biz talim kısmını gerçekleştirdik ama terbiye kısmını ihmal ettik. Gerçekten bu böyle oldu.”dedi.
“Karma eğitim dayatmasının son bulması gerekiyor”
Öğrencilerin gönül dünyalarının da doyurulması için bazı adımlar atılması gerektiğini ve bu adımların başında manevi eğitimin geldiğini vurgulayan Gök, “Öncelikle müfredatımızın da bu manevi değerleri önceleyen bir müfredatla mutlaka güncellenmesi gerekiyor.” diyerek şunları söyledi:
“Ders kitaplarımızın aynı şekilde değişecek olan yeni müfredata göre güncellenmesi gerekiyor. Eğitim ve öğretim metotlarımızın buna göre uyarlanması gerekiyor. Bir defa karma eğitim dayatmasının son bulması gerekiyor. Biz aslında Eğitim-Bir-Sen olarak genel merkezimizin uzun bir çalışması neticesinde bir müfredat raporu hazırlanmıştık. Yani Milli Eğitim Bakanlığı buna benzer müfredat raporlarından da faydalanabilir. Bu alanlarda yenileme, güncelleme şart. Zaten bunlar yapılmazsa ‘Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder’ şeklinde bir söz var. Onun için nesilleri ihmal etmeyip nesillere yatırım yapmak gerekiyor. Gençlerimizin bu manevi gelişimini artıracak yeni çalışmalara imza atmak gerekiyor.”
“Bizim özümüze dönmemiz lazım”
Değerler eğitimine önem verilmesi gerektiğini belirten Gök, “Bizim özümüze dönmemiz lazım. Bizim özümüzde zaten o güzellik var. Manevi değerlerimiz bizim zaten bütün bu dünyaya örnek olabilecek değerler. Dolayısıyla biz kendi özümüzden beslenecek bir yapıya dönersek bütün sorunlar da ortadan kalkar, böyle ekstra bir şeye gerek yok. Özümüze dönmemiz kâfidir. Bu ruh Çanakkale ruhudur ve bu ruh Osmanlı'da var olan ruhtur. Merhum Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi ‘Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem’ diyor. Biz maalesef yıllarca geçmişimize küfür eden bir nesil yetiştirdik ve dolayısıyla yeniden hem müfredatı bütün eğitim-öğretim parametrelerini yeniden gözden geçirip milli ve manevi değerlerimize uygun bir eğitim sistemine tekrar geçmemiz gerekiyor. Bunu da dışarıda aramaya gerek yok. Bunu Avrupa'da ve Amerika'da aramaya gerek yok. Bu zaten bizim elimizde var olan cevher. Yani cevher bizde ve bunu tekrar özümüze dönüp ortaya çıkarttığımızda Allah'ın izniyle tüm sorunlarımızı çözecektir.” ifadelerini kullandı.
“Eğitim sistemimizin yönünün değişmesi gerekiyor”
Türkiye'deki eğitim sisteminin yönünün Batı'ya baktığını ifade eden Gök, eğitim sisteminin yönünün değişmesi gerektiğini söyledi.
Gök, “Asıl problem zaten batıdan örnek almak. Bir bakıyorsunuz bize Finlandiya, Japonya ve Amerika örneği dayatılıyor. Şimdi bizim bunların hiçbirine ihtiyacımız yoktur. Finlandiya, Japonya ve Amerika kendi içerisinde değerlendirilmesi gereken ülkelerdir. Herkesin kendine özgür parametreleri, kendine özgü değer yargıları var. Kendine özgü eğitim sistemini oluşturan kendi değerleri var ve biz Müslüman bir millet olarak bizim de kendi değerlerimiz var. Bu millet yıllarca kendi özüne bağlı kaldığında bütün dünyaya örnek teşkil edebilecek başarılar elde etmiş. Yani bizim şu yanlıştan kurtulmamız gerekiyor. Özellikle de dine bakış açısında bir olumsuz tutum görüyoruz. Batı Hristiyanlıktan kurtulduğu zaman aydınlığa kavuştu, bu doğru. Ama yıllarca bize de aynı şey ikaz edildi. Yani dinden kurtulun aydınlığa kavuşursunuz’ denildi. Biz dinden kurtulurken de bütün manevi değerlerimizi bir kenara bıraktık ve bunu da aydınlanma zannettik. Dolayısıyla her şeyimizi oluştururken bu aydınlanmacı akıma teslim olarak oluşturduk.” değerlendirmesinde bulundu.
“Ne zaman kendi değerlerimizden, inancımızdan vazgeçmişsek zillete düşmüşüz”
Batının değerlerine göre tanzim edilmiş batıcı bir sistemin yanlış olduğunu ve eğitim sisteminin kendi değerlerimiz üzerine inşa edilmesi gerektiğini ifade eden Gök, “Batı dünyası o karanlıktan kurtulmanın yolunu, kendi o bozulmuş dinden uzaklaşma da uzaklaşmaya bağlamış. Eğitimin her alanından sadece eğitim değil daha doğrusu hayatın her alanında maneviyatı çıkarma yolunu seçmiş ve aynısını bize de empoze etmiş. Biz de sorgusuz sualsiz bunu almışız. Biz manevi değerlerimizi bir kenara atmışız. Batı adamının gittiği yoldan gidelim diye kendi zihin dünyamızı, fikir dünyamızı bırakıp batı adamının zihin dünyasını ve fikir dünyasını almışız. Bunu örnek almışız ve bugün geldiğimiz durumda ortada. Biz ne zaman kendi değerlerimizden, inancımızdan vazgeçmişsek işte o zaman zillete düşmüşüz. Çarpıklıklar, düzensizlikler, çocuklarımız üzerinde yıllarca militarist bir anlayışla onlar formatlanmaya çalışılmış. Bu formatlamanın içerisinde de maneviyata yer yok. Bizim tek kurtuluş reçetemiz var. Özümüze dönmek. Zaten özümüzde o cevher var.” şeklinde konuştu.
“Eğitimde köklü değişiklikler lazım”
Seçmeli Kur'an-ı Kerim ve Siyeri Nebi gibi derslerin müfredata girmesinin çok güzel bir adım olduğunu söyleyen Gök, ancak bu derslerin içinin doldurulmadığına dikkat çekerek “Seçmeli Kur'an-ı Kerim ve Siyeri Nebi dersi getirildi. İmam hatiplerin sayısı artırıldı. Ama biz bunların içinde dolduramadık ve bu konuda bir özeleştiride bulunulması gerekiyor. Gerek öğretmenlerimizdeki ve gerek öğrencilerimizin hazır bulunuşluğundaki gerek milli eğitim sistemimizin sınava dayalı bir sistem olmasından kaynaklı ve buna benzer birçok sebepten dolayı eğitimde istenen sonuç elde edilemedi ve edilemiyor. Bana göre eğitimde köklü değişiklikler lazım.” diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.