Dr. Abdulkadir TURAN

Dr. Abdulkadir TURAN

Moro’da direniş ve kararlılığın neticesi

İslam dünyasında, emperyalizme karşı hareketler, ilk aşamada istisnasız İslamî’ydi. İlk dönemde İslamî kurtuluş hareketleri emperyalizme karşı halkın tek temsilcisiydi. Halk onların etrafında toplanıyor ve emperyalistleri dize getiriyordu.

İlk İslamî kurtuluş hareketleri önce milliyetçi bir zemine çekildi, sonra sosyalistleştirildi. Sosyalistleşenler elbette İslamî hareket önderleri değildi. İslamî halk önderleri diskalifiye edildi, onların yerine emperyalizme vekalet edecek ulusal solcular yerleştirildi. Filipinlere karşı mücadele eden Moro Müslümanları bu oyuna gelmedi.

Moro halkı, daha Miladi 13. yüzyılda Yemenli tüccarların tebliğiyle hidayet buldu ve yüzyıllar boyunca İslamî çerçeve içinde yaşadı. Müslümanların huzuru, Endülüs katliamlarını gerçekleştiren İspanyolların 1550’li yıllarda Filipin adalarına gelmesiyle bozuldu. İspanyollar putperest Filipin halkını zorla Katolik Hıristiyanlığına geçirdiler. Kontrol altına alamadıkları Müslüman bölgelere de Hıristiyanlaştırdıkları kişileri yerleştirdiler. 19. yüzyılın sonunda Amerika, adalara geldi ve aynı politikayı Protestan Hıristiyanlık içinde sürdürdü. Filipinler bağımsız bir devlete dönüşürken Müslümanların hakları verilmedi. Filipin Müslümanlarının 1913’teki gibi kıyamları da siyasi anlamda sonuçsuz kaldı.  1972’de, Filipinler Üniversitesi’nde akademisyen Nur Misuari’nin öncülüğünde Moro Milli Kurtuluş Cephesi (MNLF) kuruldu. MNLF, Filipin hükümetine karşı cihad başlattı, İslam Konferansı Örgütü’ne gözlemci üye oldu, İslam dünyasından geniş destek aldı. Ancak Moro Müslümanları, MNLF’nin İslamî yönünün zayıf olmasından şikâyetçiydiler.

Moro Müslümanları, farklı etnik köklerden geliyordu. Onları birleştiren İslam’dı. Hareket ne kadar İslamî olursa o kadar daha çok halkı temsil eder, bütünlüğü sağlama anlamında daha milli olurdu. Milliyetçilik yapmaya kalkışan bir hareket ise etnik Müslüman topluluklar arasında sorunlara yol açardı. Nitekim MNLF’nin 1976’daki anlaşması başta olmak üzere Filipin hükümetiyle yaptığı anlaşmalar başarısızlıkla sonuçlandı.  Bunun üzerine hareketin ikinci adamı Selamet Haşimi, İslamî itirazları ve bütünün temsili taleplerini de dikkate alarak Moro İslami Kurtuluş Cephesi MILF’yi kurdu. Rejim panikledi ve MNLF ile anlaşmaya çalıştı. Ancak etnik oluşumları aşarak Müslüman halkı temsil konumuna çıkan hatta bazı Hıristiyanları da bünyesine alan İslamî Kurtuluş Cephesi (MILF) cihadın ağırlığını üstlendi, Filipin ordusuna ağır darbeler indirdi.

Zafer yakınken Moro’da yeni bir musibet yaşandı. Afganistan’da savaştığı iddia edilen gençler, Cezayir ve Çeçenistan’da olduğu gibi Moro’ya geldi. Bu gençler, Ebu Sayyaf grubu denen El Kaide’ye bağlı bir örgütlenmeye gitti. İslamî Kurtuluş Cephesi’ni yeteri kadar İslamî olmamakla, bidatçi ve milliyetçi olmakla suçluyorlardı. Daha ilginci “Çeçenistan yetmez, tüm Kafkasya için savaşmak gerekir” diyenler gibi bütün “Güney Asya için cihad” diyorlar, cepheyi genişletiyorlardı. Kısa sürede saflarına çektikleri gençlerle 500’leri buldular ve eylemlerini artırdılar.

İslamî Kurtuluş Cephesi’nin Hıristiyan Filipin ordusuna karşı etkili cihadı devam ediyordu. Ama Filipin hükümeti, ABD ve Yahudiler o cihadtan hiç söz etmiyor; dünya medyası Ebu Seyyaf grubunun kıyıda köşede yakalayıp kafalarını kestiği Hıristiyanların görüntüleriyle çalkalanıyordu. Uluslararası güçler fırsatı bulmuş ve Moro davasını “terörist girişim” diye etkilemişlerdi. İslamî Cephe’nin eylemleri saklanıyor, Ebu Seyyaf grubunun eylemleri bizzat İslamî Cephe tarafından gerçekleştirilmiş gibi sunuluyordu.  Ebu Seyyaf grubunun çılgın saldırılarına da maruz kalan İslamî Kurtuluş Cephesi, bu süreçte en zor günlerini yaşadı. Ancak geri adım atmadı, ısrarla “Ben bu gruptan beriyim” dedi. Ağustos 2013 “Ebu Seyyaf Grubu Mensupları Cezaevlerinden Neden Salınıyor?” başlıklı basın açıklamasında olduğu gibi rejimin bu gruba sağladığı kolaylıkları bir bir teşhir etti. Gençler Ebu Seyyaf grubunu tanıdı, grup zayıfladı, İslamî Kurtuluş Cephesi güçlendi ve bu yıl (2014) Mart ayında Filipin hükümeti Müslümanlarla özerklik masasına oturdu.

Nisan ayı içinde İslamî Cephe ile artık küçük bir grup konumunda olan Moro Milli Kurtuluş Cehpesi (MNLF) arasındaki sorunlar da çözüldü, Moro’da İslamî bütünlük sağlandı.

Moro Müslümanları, direniş ve kararlılıkla bu zor zamanda büyük bir iş başarıyorlar. İnşaallah devamı gelir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.