Mukabele geleneği 4 asırlık camide yaşatılıyor
On bir ayın sultanı mübarek ramazan ayına kavuşmanın sevincinin yaşandığı Gaziantep'te bu ayın sünnetlerinden ve geleneklerinden olan mukabele geleneği 4 asırlık Alaybey Camii'de yaşatılıyor.
Hazreti Muhammed’in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Cebrail (Aleyhisselam) ile mağfiret ve rahmet ayı olan ramazanda karşılıklı Kur'an-ı Kerim okuması olarak bilinen mukabele, Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de bu gelenek asırlık ve tarihi camiler başta olmak üzere kentteki tüm camilerde sürdürülmeye çalışılıyor.
Ramazan ayının geleneklerinden biri olan mukabele, camiler başta olmak üzere mescitler ve evlerde başladı. Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Cebrail (aleyhisselam) ile Ramazan ayında karşılıklı Kur'an-ı Kerim okuması olarak bilinen mukabele; Doğu ve Güneydoğu'daki tüm camilerde bu gelenek sürdürülmeye çalışıyor.
Ramazan ayının gelmesiyle beraber Müslümanlar, mukabele halkalarına katılmaktan geri durmayarak genci ve yaşlısıyla camilere akın ediyor. Gaziantep’te tüm camilerde başlatılan mukabele; sabah, öğle ve ikindi namazlarından sonra gerçekleştiriliyor.
Camilerde imamlar ve hafızlar Kur'an-ı Kerim'i sesli olarak okurken, mukabeleye katılanlar ise okunan ayetleri takip ediyor. Kur'an-ı Kerim'i okumasını bilenler okunan ayetleri yüzünden takip ederken, okumasını bilmeyenler ise huşu içerisinde dinliyor.
Miladi 1595, Hicri 1224 yılında Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde Alaybeyi olan bir komutan Gamî Bey tarafından yaptırılan Alaybey Camii’nde yüzyılların geleneği mukabele sünneti her yıl ki heyecanıyla devam ettiriliyor.
Mimari yapısında üstün bir sanat değeri ve ince bir zarafet taşıyan, bütün bir ihtişamıyla ayakta duran tarihi camide mukabele halkasına katılanlar, tarih gölgesinde yapılan mukabelenin manevi yönden apayrı bir hava teneffüs ettiğini ifade ediyorlar.
Ramazan ayında yapılan mukabele hakkında bilgi veren Gaziantep Din Görevlileri Derneği Başkanı ve Alaybey Camii İmam Hatibi İdris Demirbaş, mukabelenin, Arapça bir kelime olduğunu ve "karşılıklı okuma" anlamına geldiğini söyledi.
Demirbaş, "Camimiz şehrin merkezinde olan Alaybey Camii. 4 asırdan bu yana var olan bir camimiz. Camimiz cemaatiyle ve konumuyla şehrin merkezinde olan bir camimiz. Ramazan ayı içerisinde mukabele geleneği camimizde asırlardan beri devam etmektedir. Her ramazanda Peygamberimiz Hazreti Muhammed, Cebrail ile karşılıklı Kur'an-ı Kerim okurdu ve bu sünnet asırlardır sürdürülüyor. Mukabele; bir kişinin ya da hafızlarımızın sesli olarak Kur’an-ı Kerim'i okuması, bilenlerin gözle takip etmeleri, bilmeyenlerin de sükûnet içerisinde dinlemeleridir. Bütün camilerde olduğu gibi bizim camimizde de mukabele geleneği devam etmektedir." dedi.
"Kur’an-ı Kerim’i okuduğumuz gibi onunla amel etmemiz de gerekiyor"
Ramazan ayının aynı zamanda Kur'an ayı olduğunu belirten Demirbaş, bu ayda Kur’an-ı Kerim’in daha çok okunması gerektiğini, bunun için de mukabelenin bir fırsat ve kolaylık olduğunu belirtti.
Demirbaş, "Kur’an-ı Kerim’in ramazan ayında indiği malumdur. Ancak bizler Kur’an-ı Kerim’i okuduğumuz gibi onunla amel etmemiz de gerekiyor. Özellikle de genç hafızlarımıza ve imamlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Bu gençleri daha da teşvik etmeliyiz. Zaten bu gençlerimiz cemaatimize faydalı olabilmeleri için en iyi şekilde yetiştiriliyor. En iyi şekilde bunlara destek olmamız gerekiyor. Kur'an ayında, Kur’an-ı Kerim’e uygun yaşayıp Peygamber Efendimizin Sünnet-i Seniyye'sini ihmal etmemeliyiz." ifadelerini kullandı.
Ramazan ayına kavuşmanın sevincini yaşadığını belirten Hafız Mehmet Murtaza Yiğit, "Bu ramazanın tüm İslam âlemine huzur, bereket ve sağlık getirmesini temenni ediyorum. Acilen bu İslam âleminin içinde olduğu bu sıkıntılardan ve katliamlardan kurtulmasını diliyorum. Umarım bu ramazan inşallah hepimiz için çok hayırlı olur. Bütün İslam âleminin ramazan ayı mübarek olsun ve ramazan ayını kutluyorum." şeklinde konuştu.
"Mukabele geleneği Peygamberimizin döneminden beri devam etmektedir"
İslam kültüründe mukabele geleneğinin Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem) döneminden bugüne kadar kesintisiz devam ettiğini ifade eden Yiğit, "Mukabele; Hazreti Muhammed’in, Cebrail ile karşılıklı Kur'an-ı Kerim okumasıdır. Biz de Peygamberimiz ile Cebrail arasında olan bu iletişimi bir nebze yaşamamız için olan bir gelenektir. Bu gelenek Peygamberimizin döneminden beri devam etmektedir. Fakat Osmanlı döneminde bir düzen içerisine konulduğu, her gün bir cüz okunarak 30 günde tamamlanan bir hatim şeklinde olmaktadır." diye konuştu.
"Mukabele geleneği camimizde uzun yıllardan beri devam etmektedir"
Çocukluğundan beri mukabelelere katıldığını belirten cami cemaatinden Cahit Gülenler de "Mukabele geleneğimiz bu camimizde uzun yıllardan beri devam etmektedir. En güzel hafızlarımız bir ay boyunca cemaatimizle mukabele yapmaktadır. Mukabele karşılıklı bir istişaredir. Yüce Allah'ın (Celle Celaluhu) kelamını dinlemektir. Tabi aynı zamanda sünnettir. Mukabele; Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ve Cebrail’in (Aleyhisselam) karşılıklı mukabele yapmasıyla günümüze kadar gelmiştir. Ben çocukluğumdan beri bu camide mukabeleye katılıyorum. Mukabeleye katılmak çok güzel bir duygu. 30 gün boyunca mukabele yapıyoruz, en sonunda çok güzel dualarımız oluyor. Dualarla ramazanı ve mukabeleyi bitiriyoruz." şeklinde konuştu.
Kur'an-ı Kerim'in Allah'ın kelamı olduğunu ifade eden Fikret Mutlu ise "Mukabele; Sünnet-i Seniyye olduğu için insanların ruh halini de güzelleştiriliyor. Mukabele geleneğinin sünnet olması da insan fıtratına uygundur. Buraya gelip Kur'an-ı Kerim okumaktan lezzet alıyoruz. Hafızlarımıza da teşekkür ederiz." dedi.
Mukabeleye katılan Orhan Ulukuş da ramazanı tüm Müslümanlar gibi ibadet ile geçirmek istediğini ve bundan dolayı mukabeleye katıldığını söyledi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.