Ney'in kamıştan dünyaya uzanan yolculuğu
İstanbul’da yaşayan Kâmil Aydın, ürettiği neyleri 100’ün üzerinde ülkeye ihraç ediyor. Aydın, ney ile tanıştıktan sonra neyin mistik sesinden etkilenen ve İslam'ı araştırarak Müslüman olan birçok kişinin olduğunu belirtti.
Üsküdar’da yaşayan Kamil Aydın, 19 yıl önce müziğin terapi alanında insana faydasını duyduktan sonra ney ile tanıştı ve yıllardır bu tutkusundan vazgeçmedi.
Ney üfleyen Aydın; yapımını da öğrenerek kendini geliştirdi, zamanla yakın çevresine hediye ettiği neylerinin ünü ülke sınırlarını aştı. Aydın, 100’den fazla ülkeye ney ihraç ediyor.
Baba yadigarı atölyesinde ney üreten Kamil Aydın, büyük bir sabırla işini sürdürüyor. Ney sayesinde dünyanın birçok yerinde insanların İslam’ı araştırdığını ve Müslüman olduğunu belirten Aydın, neyin kamıştan dünyaya uzanan yolculuğunu İLKHA muhabirine anlattı.
"Ney ile bir sabır gelişim yolunda tanışmış olduk"
Ney ile tanışma hikayesini anlatan Aydın, "Ailemde müzikle ilgilenen kimse olmadı. Ney ile tanışmam, müziğin terapi alanında insana faydasını gördükten ve duyduktan sonra oldu. Neyin ne olduğunu o zaman anladım. Ney ile tanıştık, çok şükür bir şekilde hayatımıza güzellikler, farklılıklar kattı. Sabrı beraberinde kattı, güzellikleri beraberinde kendisi getirdi. Sayesinde çok güzel dostluklar, arkadaşlıklar edindik. Dünyanın birçok yerinden dostumuz, arkadaşımız oldu. Ney ile bir sabır gelişim yolunda tanışmış olduk. Biraz engebeli bir araziydi ama çok şükür bayağı bir yol kat ettik, inşallah bundan sonrası daha selametli, geldiğimizden daha düzgün olur diye ümit ediyoruz. 2004 senesinde ney ile tanışmam var, 2005 senesinde ney yapımı ile ilgilenmeye başladım, 2006 senesinde de atölyeyi açtım. 18 senedir bilfiil ney yapımı ile ilgileniyoruz." dedi.
Kamil Aydın
"100’ün üzerinde ülkeye ihracat yaptık; yaptığımız neyler sayesinde çok ciddi derecede Müslüman olan insanlar var"
Atölyesinden dünyanın birçok yerine ney yaparak gönderdiklerini ifade eden Aydın, "Çok şükür şu anda Amerika Kıtası’nda ney ile tanışarak ney sayesinde Müslüman olan çok ciddi bir neysever, neyzen dostumuz var. Hollanda’da, Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da, dünyanın birçok yerinde neyzen dostlarımız var. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yaptık. O zamanlarki hayalimiz sadece kendimiz için ney yapmaktı; Mevla’m nasip etti o yol bizi biraz daha arkadaşlarımıza, eşimize, dostumuza ney yapmaya sevk etti. Sonra bu dünyanın birçok ülkesine yayıldı. Hamdolsun yaptığımız neyler sayesinde veya insanların ney sesini duyması sayesinde gayrimüslim insanların ney sesine âşık olması, ney sesi sayesinde ney ile tanışmaları, ney sesi sayesinde Hazreti Mevlana’yı öğrenmeleri, Mesneviyi öğrenmeleri ve Mesneviyi okuduktan sonra içlerinde bir şeylerin kıpırdanması sonrasında da Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamberi öğrenmelerine neticesinde çok ciddi derecede Müslüman olan insanlar var. Bu durum da bizi ziyadesiyle mutlu ediyor, hoşnut oluyoruz. Neticede ateşe giden bir insan değil, kurtulan bir insan bizi sevindiriyor." şeklinde konuştu.
"Ney çalmayı öğrenmek gerçekten uzun süreli bir yolculuk"
Ney çalarken yaşanılan zorluk seviyesinin tüm enstrümanlarla birebir aynı olduğunu ancak neyi diğer enstrümanlardan farklı kılan durumun ilk etapta ses çıkarmanın insanlara zor gelmesi olarak ifade eden Aydın, "Doğru açıyı bulduğunuzda ses kendiliğinden ortaya çıkıyor. Sonrası asıl zorluk başlıyor, her enstrümanda gibi nota okumayı öğrenmeniz gerekiyor. Alfabeyi ilk defa okur, okuma öğrenir gibi bir duruma dönüyorsunuz. Sonra kelimenin, cümlenin anlamını öğrenmeye başlıyorsunuz. Cümleleri tatbik etmeye başlıyorsunuz. Bir öğrenci gibi müziğin dilini öğrenmeye başlıyorsunuz çünkü müziğin dili başka hem dil öğreniyor gibisiniz hem kendinizden bir dil öğreniyor gibisiniz. O kalıplar içerisinde bir yolculuğa giriyorsunuz bu da gerçekten uzun süreli bir yolculuk." değerlendirmesinde bulundu.
"Kamışlıktan neyliğe doğru bir dönüşüm başlatmış oluyoruz"
Neyin yapım aşamaları hakkında konuşan Aydın, "Ney kamışı; mısır kamışına benzeyen, dere kenarlarındaki sazlık kamışlara benzer ama tam olarak dere kenarlarında yetişmez, biraz daha ovalarda ve kurak yerlerde yetişir. Boyları 3-4 metreden başlayarak 8-10 metreye kadar çıkabilir. Bir kamışlık alanda birkaç bin kamış olur, aralarında bir tane çıkmaz; bir alanda 10 tane kamış olur içerisinden 8 tane neylik kamış çıkabilir. Her kamıştan ney kamışı çıkmaz. Kamışın istenen özellikleri vardır; ney kamışını aldığınız zaman minimum 2 yıl bekletmeniz gerekir, yemyeşil olan rengi yeşillikten ölmeye başlar ve sararır. Sarardıktan sonra bu sefer yeni bir hal alarak, buğday rengine dönmeye başlar. İki yıl bekledikten sonra yapraklarını soyarsınız, yapraklarını soyduktan sonra ateşle düzelterek içini açarsınız, içini açtıktan sonra da yavaş yavaş üzerindeki sır perdelerinin olması gereken yerleri bularak oraları açmaya ve doğru sesleri verdirmeye çalışırsınız. Bu işlemlerden sonra ayağına prangasını, boynuna boyunduruğunu taktıktan sonra tepesine de külahını takarsınız ve artık dersiniz ki ‘bizim sana öğrettiklerimizi git başka bir yerde insanlara aktar, onlarda sana öğrettiğimiz sesleri senden duysunlar ve öğrensinler.’ Hazreti Mevlana’nın söylediği gibi biraz da ‘insan-ı kamil’e benzer. İnsanı kâmil nerede yetişir? Bir yerde eğitimle gelişir. Biz de bir şekilde kamıştan böyle bir fiziksel ve görsel terbiyeye sokuyoruz. Artık kamışlıktan neyliğe doğru bir dönüşüm başlatmış oluyoruz. Çok şükür onun sonunda da güzel bir iş ortaya çıkabiliyor." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.