Hasan SABAZ
Ölümün Milliyeti Yoktur
Kim ne derse desin gündem belirlemekte son derece başarılı bir başbakan vardır bu memlekette.
İç ve dış politikada bir konuyu gündemine alır, ardından lehte ve aleyhte açıklamalar üzerinden konuyu bazen uzatır bazen de çabucak kapatır.
Son olarak milliyetçilikle ilgili yaptığı açıklamalara da biraz bu gözle bakıyorum.
Midyat’taki konuşmasında şunları söyledi:
‘Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın, kimse bizim karşımıza Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız.”
‘’Kavimler farklı olabilir, ama saygındır. Kabileler farklı olabilir, ama saygındır. Irklar, diller, inançlar farklı olabilir, ama saygındır. Kardeşlerim! Ne Arab’ın beyaza, ne beyazın Arab’a üstünlüğü yoktur.”
CHP ve MHP sert tepkiler verdiler Başbakanın bu sözlerine.
Kılıçdaroğlu, bizimkisi “çağdaş milliyetçilik, Atatürk milliyetçiliği” diyerek terminolojiye yeni kavramlar kazandırdı.
Çağdaş milliyetçiliğin Anayasadaki karşılığı şudur: “Anayasa madde 66: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.”
Demek ki çağdaş milliyetçilikte baskın etnik gruptan başka bir etnik tanımlama yoktur.
Yani çağdaş milliyetçiliğe göre T.C. vatandaşı olan birinin “Ben Türk değilim” demesi suçtur!
Peki ya Atatürk milliyetçiliği…
Onun için de o döneme bakalım.
Hilmi Yavuz’dan bir alıntı:
“1932 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekaleti’nce düzenlenen Birinci Türk Tarih Kongresi’nin ikinci oturumunda, Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti azasından ve Musıki Muallim Mektebi Tarih Muallimi Afet [İnan] Hanım, ‘Tarihten Evvel ve Tarih Fecrinde’ başlıklı tebliğini sunar. Afet Hanım bu tebliğinde, Orta Asya’nın ‘otokton’ [yerli] halkının Ari ırka mensup Türkler, dillerinin de Türkçe olduğunu öne sürdükten sonra şu tespiti yapar: Ari ırkın kafatası, brakisefal tip kafatasıdır!
Afet Hanım’dan sonra İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi Antropoloji Müderris Muavini Dr. Şevket Aziz Kansu söz alır. Dr. Kansu, Türklerin, ‘Alp insanı’ olarak adlandırdığı ari ırktan brakisefal kafatasına sahip olduklarını kanıtlamak için, dikkat edilsin, şunları söylemektedir: ‘Keza diyeceğim ki, ilim metodla yapılır. İlim, metodun mahsulüdür. Bendeniz, Anadolu’da gezdiğim zaman ne kadar saf, güzel velut Türk ırkına tesadüf ettim. Aldığım ölçüler, morfolojik karakterler, bu kanaatimi sarsılmaz imana dönüştürdü.’
Dr. Şevket Aziz Kansu, üç gün sonra, bu defa kendi tebliğini sunmak üzere kürsüye çıkar ve şunları söyler: ‘1929 senesinde ilk antropolojik tetkiklerime başladığım zaman 25 Türk kadını ve 25 Türk erkeğinin kafasını ölçtüm. Bu ölçülerin vasatisini Fransızların kafa ölçüleriyle mukayese etmek istedim.’
Dr. Kansu, bu ‘iki etnik grubun sefalometrik [kafatası ölçüleri] mukayesesi’nin sonuçlarını bildirir ve bununla da yetinmez, Türk ırkının ‘brakisefal, ince burunlu, vasati ve vasatiden uzun boylu, buğday renkli yahut kumral’ Alp tipi’ne mensup olduğunu kanıtlamak için sahneye bir aileyi de çıkarır. Devamını Dr. Kansu’dan dinleyelim: ‘Ankara’nın biraz şimalinde ‘Bağlum’ Köyü’nden Aptullah’ı, kadınını ve küçük yavrusunu takdim ediyorum. İşte halis dağlı adam, Alp adamı, Türk adamı (Alkışlar). Aptullah, koyu olmayan gözlere, buğdaydan daha açık kumral bıyıklara ve beyaz bir tene sahiptir. Fakat işte yavruları, saçları altın renkli olan bu yavru Türk ırkına mensuptur (Alkışlar). İşte Alp adamı. Orta Asya’dan gelmiş olan adam, bizim ecdadımıza bağlı olan adam (Alkışlar).”
Tarihlere bir daha dikkat eder misiniz?
Kongrenin tarihi 1932. Dr. Kansu ise 1929’da bu konuda araştırmalara başladığını söylüyor.
Atatürk milliyetçiliğinden maksat Atatürk’ün sağlığındaki uygulamalar ise buyurun size Atatürk milliyetçiliği! Yani kafatasçılık!
Kılıçdaroğlu’nu bir tarafa bırakıp dönelim Erdoğan’a.
Önemli sözler söylüyor Başbakan.
Ümmeti önceleyen bir Müslümanın dili.
Ama bu güzel sözlerin uygulamasını maalesef göremiyoruz.
Devleti koruma refleksi uygulamada milliyetçi bir görüntüyü ortaya çıkarıyor.
Allah’ın verdiği haklarla ilgili düzenlemeler yapılırken lütufta bulunma havası veriliyor.
Bunlar da bir Müslümana yakışmıyor.
Herkes yaptıklarını gözden geçirsin.
Hepimizin önünde ölüm var.
Ölümün milliyeti yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.