Peygambersiz Yaşam

İslam düşmanlarının İslam dünyasındaki en başarılı işleri Hz. Peygamberin sosyal yaşamdan çekilmesi konusunda olmuştur.


Hadisler, hadis âlimleri ve sahabe konusunda şüpheler ortaya atılarak zihinler bulandırılmış, “Kur’an İslam’ı”, “Kur’an Müslümanlığı” gibi süslü laflar ile yeni bir anlayışın temeli atılmıştır.


Bununla da yetinmiyorlar tabii.


Kur’an’ın tarihselliği çerçevesinde fikirler ileri sürerek, tümünün her zaman geçerli olamayacağına vurgu yaparak onu da parça parça bir kenara atmaya çalışmışlardır.


Ama başaramamışlar, başaramayacaklardır.


Her zaman marjinal kalmaya mahkumdurlar.


Onlar susuyor, onlardan etkilenenler işi ele alıyor, sataştıkça sataşıyorlar.


Peygamberi çekip almak istiyorlar toplumsal yaşamdan.


Onu aldıklarında, ahlakın da, ibadetin de toplumdan alınacağını iyi biliyorlar.


İyi konuşup iyi yazanların ruhsuz tartışmalarıyla dolacak gündem o zaman.


Ve gerçekten de öyle oluyor.


Tartışmada, değerlendirmede Peygamber ahlakı devre dışı oluyor.


Birileri bilgisizliğine bakmadan her konuda yorum yapma cüretinde bulunuyor.


Çok kolay kategorize edebiliyorlar.


Suçlananı dinleme, ona göre karar verme gibi İslami bir ilke tümüyle göz ardı ediliyor.


Mesela “Kutlu doğum” etkinlikleri…


İstiklal Marşı ve saygı duruşuyla başlayan resmi etkinliklerin ruhsuzluğuna her türlü eleştiriyi getirebilirsiniz.
Ama öyle değil.


Hızınızı alamıyor ve Peygamber Sevdalıları Platformu’nun halkın peygamber sevgisine tercüman olmasına saldırıyor ve hakaretler ediyorsunuz.


M. Yurtseven adındaki şahsın yazdıklarına bakın:
“1990 lı yıllarda kendilerine itaat etmeyen Müslümanları infaz eden Hizbullah geleneğinden gelen Mustazaf-Der ve diğer yandaşı STK lar Peygamber Sevdalıları Platformu olarak Diyarbakır’da miting gibi bir mevlit düzenlediler. Etkinlik tabii ki İstiklal Marşı ile başlamadı ama geri kalan kısmı aynı idi. İlahiler, konuşmalar ve dualar… Program bu grubun televizyonu Rehber TV’den naklen yayınlandı.


Vahy-i ilahiye muhatap olmuş seçilmiş bir peygamber daha nasıl tahfif edilir hatırasına nasıl saygısızlık yapılabilir bilemiyorum.”


Milyonların doldurduğu bir meydanın tekbir ve salavat sesleriyle inlemesinde hangi tahfif vardır beyefendi?


Aslında söylediklerinle sen Kur’an’a ve Peygambere saygısızlık yapıyorsun!


İlk cümleye bakar mısınız?


“1990 lı yıllarda kendilerine itaat etmeyen Müslümanları infaz eden Hizbullah…”


Bu iddianı ispatlamak için elinde delilin var mı?


Öyle bir delilin olamaz çünkü yok ve sen böyle bir iftiranın hesabını Allah’a nasıl vereceksin?


Hizbullah’ın yıllarca kendini savunmak için PKK ile çatıştığını herkes bilir.


Yine Hizbullah, derin yapılar ile nasıl mücadele ettiğini resmi internet sitesinden uzun uzun anlattı.


Bunların hepsini bir tarafa bırakacak ve “kendilerine itaat etmeyen Müslümanları infaz eden” diye bir suçlamada bulunacaksın.


Bu suçlamayı da Peygamber sevdasını köylere kadar götürmek için canla başla çalışan ihlas ve samimiyet timsali insanları karalamadan önce yapacaksın.


Hiç mi Allah’tan korkmuyorsun?


Yoksa başka hesapların mı var?


Öyle ya, son zamanlarda öyle garip işlerle karşılaşıyoruz ki nasıl tanımlama yapacağımızı şaşırıyoruz.


Çok dikkatimi çeken bir şeyi sizinle paylaşayım.


“Kutlu Doğum” etkinlikleri başladığında bazı kesimler hemen “Miladi Nisan ayı Peygamberin doğum tarihi değil” şeklinde yazılar yazar, konuşmalar yaparlar.


Bu etkinliklerin bir hafta olmaktan çıktığını, önce bir ayı, şimdi de tüm bahar mevsimini kaplamaya başladığını görmezden gelir, etkinlikleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başlattığını söyleyerek karalamaya çalışırlar.


Peki, sözlerinde ne kadar samimidirler sizce?


Hiç samimi değildirler.


Nisan ayı başladığında her yerde “Peygamberi anlama” konferansları verirler.


Neden başka ayda değil de bu ayda?


Toplumun bu ayda bu konuya odaklandığını biliyor ve bundan faydalanmaya çalışıyorlar.


Hiç dürüst olmayan bir üslup!


Onlara bakıp “Peygambersiz yaşam”ın zararlarını iyi tespit etmek ve çabaları yoğunlaştırmak gerekir.


Varsın onlar gündemlerinde savrulsunlar.


Bizim gündemimiz “Muhammedi sevda” olsun.


Salat ve selam Efendimiz Muhammed’e ve ehl-i beytine olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.