Prof. Dr. Oğuz: Hareketsizlik, taş oluşum riskini arttırıyor!
Türkiye'de her 10 kişiden birinde böbrek taşı olduğuna dikkat çeken Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Oğuz, taş oluşumunun en büyük risk faktörlerinden birinin hareketsizlik olduğunu ve günlük mutlaka bir yürüyüşle de olsa hareket yapılması g
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Oğuz, Türkiye'de böbrek taşı hastalığının oranı, hareketsizlik ve teknoloji bağımlılığının böbrek taşı oluşumuna etkisi, böbrek taşının nasıl oluştuğu, ailesel hikayesi olanların neler yapmaları gerektiği, böbrek taşı hastalığı hangi bölgelerde daha yaygın olduğu, bu hastalığa yakalanmamak için nelere dikkat edilmesi gerektiği, tedavi edilmediği takdirde hastaların ne tür sıkıntılar yaşadığı ve böbrek yetmezliğinin hastanın ölümüne neden olup olmadığı ile ilgili İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
"Türkiye'de her 10 kişiden birinde bu hastalık var"
Türkiye'de yaklaşık olarak yüzde 10-15 oranında taş hastalıklarının görüldüğüne dikkat çeken Oğuz, "Bu da her 10 kişiden birinde taş hastalığın olduğunu gösteriyor. Taş hastalıklarının varlığıyla beraber taş hastalıklarının sık tekrar etmesi bizim için en önemli olan kısmı. Yani bir kişide taş hastalığı varsa ilk 5 yılda yüzde 50 oranında, yirmi yılda yaklaşık yüzde 75 oranında tekrar taş düşürebiliyor. O yüzden taş hastalıkları yakın takip gerektiren bir hastalık. Tabii taş hastalıklarını önlemede bizim için en önemli olan kısmı." diye belirtti.
"Taş hastalığı olanlar günlük 2 buçuk 3 litre su içmeleri gerekiyor "
Prof. Dr. Fatih Oğuz
Taş hastalığı olanların dikkat edecekleri hususlara değinen Oğuz, "Birinci olarak beslenme. Beslenmede tabii şunu kesinlikle yemeyeceksin gibi bir önerimiz olmuyor ama taş hastalığı olanların biraz daha etten fakir diyetle beslenmesini öneriyoruz. Daha çok böyle vejetaryen yani Akdeniz Bölgesi'nin beslenme çeşidi olan sebzelerle ağırlıklı olarak beslenmelerini öneriyoruz. İkinci önemli olan konu su. Su her zaman bizim için olmazsa olmazlardan. Elbette su içeceğiz ama taş hastalarının suya biraz daha dikkat etmeleri gerekiyor. Günlük en az 2 buçuk 3 litreye kadar su içmeleri gerekiyor. Bu da demek oluyor ki günlük iki buçuk litre en az idrar çıkarmasını gerektirecek su tüketmesi gerekiyor. Üçüncüsü hareket. Hepimizde belli miktarda idrarda kristaller oluşuyor. Bu kristaller vücutta bir araya gelmeden doğrudan doğruya atılmak zorunda. Eğer bu kristaller atılmaz ya da belli bir alanda toplanırsa artık taş oluşumu için gerekli olan süreç başlamış oluyor. Tabii bu taş hastalarında biraz daha önemli. Biz özellikle taş hastalığı olanlara bol bol hareket öneriyoruz." dedi.
"Teknoloji bağımlılığı nedeniyle oluşan hareketsizlikten, taş hastalarında taşın büyümesine zemin hazırlıyor"
Teknoloji bağımlılığı nedeniyle oluşan hareketsizliğin böbrekte taş oluşumu sürecini başlattığını ve taşı olan hastalarda büyümesine zemin hazırladığına dikkat çeken Oğuz, "Teknolojik bağımlılığı derken özellikle sürekli masa başında bilgisayarla uğraşanlarda, ellerinde cep telefonu ile saatlerce zaman geçirenlerde tabii hareketlilik azaldığı ve spor yapamadıkları için taş oluşumu için süreç başlıyor. Ya da taşı varsa bu taşın büyümesine daha da bir zemin hazırlıyor. Teknolojik ürünler ilk olarak taş oluşmasına sebep vermiyor ama taşın sıklığını ve tekrarını artırmada bizim için çok önemli yeri var." diye konuştu.
"Türkiye'de tuz tüketimi çok fazla"
Tuz tüketiminin de böbrek taşı hastalığına etki ettiğine vurgu yapan Oğuz, "Tuz tüketimi Türkiye'de çok fazla. Tuzu biraz daha kısıtlamamız gerekiyor. Taş hastaları olanlarda özellikle su tüketimine mutlaka dikkat etmeleri gerekiyor. Hareketli olmak çok önemli. Hareketsizlik her zaman taş oluşumu için en büyük risk faktörlerinden bir tanesi. Günlük mutlaka bir yürüyüş de olsa, bir hareket de olsa yapmamız gerekiyor." tavsiyelerinde bulundu.
"Hareketsiz kalmak taş oluşum riskini arttırıyor"
Nörojenik hastalarda hareketsizlikten kaynaklı taş hastalıklarının geliştiğini belirten Oğuz, şöyle devam etti:
"Özellikle nörojenik hastalar, yani felçli olan hastalarda neredeyse hemen hemen yılda, iki yılda bir taş çıkartıyoruz. Hareketsizlikten kaynaklı taş hastalıkları gelişiyor. Bundan dolayı hareket bizim için önemli. Ama bu cep telefonu veya bilgisayar primer olarak taş oluşmasına sebep veren bir durum değil ama zamanını onlarla geçirmek, hareketsiz kalmak taş oluşum riskini de arttırıyor. Taşı varsa daha erken dönemde taş oluşmasına sebep veriyor."
"Beslenme, bol su tüketilmesi, hareket ve tuzdan fakir diyetler taş oluşumunu engelleyecektir"
Oğuz, "Beslenme, bol su tüketilmesi, hareket ve tuzdan fakir diyetler... Taş hastalarının mutlaka bu saydığımız ve önlenebilir diye söylediğimiz kısımlara dikkat etmelerini öneriyoruz. Bunlar hastalıkların daha geç süreçte nüksetmesini sağlayacaktır ve hatta taş oluşumunu da engelleyecektir." diye kaydetti.
"Böbrek yetmezliği direkt ölüme sebebiyet vermiyor ama buna zemin hazırlıyor"
Böbrek taşının böbreklerin çalışmasını engelleyecek düzeyde tıkadığı takdirde hastayı böbrek yetmezliğine kadar götürdüğüne dikkat çeken Oğuz, "Tabii böbrek yetmezliği bilindiği üzere kronik bir hastalık. Hastanın direkt ölüme sebebiyet vermiyor ama buna bir zemin hazırlıyor. Yani insanın konforunu bozuyor. Onu her türlü sosyal aktivitelerden kısıtlıyor." dedi.
"Ailesel hikayemiz varsa mutlaka check up yapılması gerekir çünkü böbrek taşı hiç farkında olmadan böbrek yetmezliğine kadar götürüyor"
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde taş hastalıklarının biraz daha sık görüldüğünü belirten Oğuz, "Ailesel hikayemiz de çok önemli. Annede, babada veya kardeşlerde taş varsa mutlaka check up dediğimiz genel bir kontrollün yapılması gerekir. Yani doktor kontrolü altında bir yaşam öneriyoruz. Çünkü böbrek taşları bazen hiç farkında olmadan sessiz bir şekilde büyüyor. Böbrekleri tıkayabiliyor ve hiç farkında olmadan böbrek yetmezliğine kadar götürüyor." diye dikkat çekti. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.