Özkan YAMAN
Ramazan Kur’an’la fethedecek
Bu Ramazan ayında da her sene olduğu gibi yerli ilahiyatçılar düğümlere üfleyecekler, kimisi imsakı erken ediyoruz diyecek, kimisi geç. Hem kimileri bir gün önceden hilali görüp oruca başlamanın ne kadar elzem olduğunu savunacak, kimileri de hararetle teravihin aslında sonradan yirmiye çıkarılıp camiye taşındığını anlatacak. Ekranlara çıkarılan kimi zevat yine nerde o eski Ramazanlar diyecekler.
Bazıları da -ki bunların sayısı maalesef giderek artıyor- istedikleri fetvayı verecek hoca arayacaklar ve şunu soracaklar: “Hava sıcak, çalışıyoruz, sonra tutabilir miyiz?” Ve tabi ki, bazıları da Şafii mezhebinde kefaretin olmadığından bahsederken, Hanefi mezhebinde de niyet edilmediği takdirde yine tutulmayan orucun sadece kaza edileceğini söyleyip kendince tutunacak dal arayacak.
Teravih konuşulacak ama hızlısı yavaşıyla. İftar konuşulacak ama yanlışlıkla erken atan topu ve erken okunan ezanıyla. Sahur konuşulacak ama siyah ipi beyaz beyaz iplikten ayıran hocasıyla, zamanıyla.
Görünen köy kılavuz istemediğine göre, söylediklerimiz kehanet sayılmasa gerek. Bu Ramazan ayında Libya’da da ordu yönetime gelecek ve ikinci Sisi vakası bu defa orada yaşanacak. Mısırda İhvan-ı Müslimin, şehitlerine şehit ekleyecek. İdamlar onaylanmaya devam edecek ve infazlar başlayacak. Bagladeş’de de alim ve önderler idam edilmeye devam edecek.
Suriye’de katliam hız kesmeden devam edecek. Evini yurdunu terkedenler kamplarda, gurbet memleketlerde bir Ramazan daha umutla yutkunacaklar.
Irak’ın bölünme süreci de tabi ki bu Ramazan ayında daha çok telaffuz edilecek. Sünni devlet için söz verilmesiyle birlikte IŞİD’in ışığı da sönecek. Hatta bununla ilgili kabuller, anlaşmalar, protokoller imzalanacak.
Herkes üç devletli sonuca razı olacak. Ancak bunun için Sünni devletin içinden tabii ki, Amerika ve Suudi’yi memnun edecek bir isim aranacak ve kısa sürede o isim bulunacak. Suriye’nin de bir kısmının haritaya dahil edileceği bölünme sonrasında Suriye’de sular yavaş yavaş durulacak.
Filistin’de israilin başlattığı tutuklamalar, baskınlar devam edecek. Yeni kurulan uzlaşı hükümeti Hamas aleyhine bozulacak.
Türkiye’de çözüm sürecinde yine göstermelik bir takım adımlar atılıp vaziyet idare edilecek. Hasta mahkumlar, çatışmamış kimseler filan denilecek ve bir arpa boyu yol gidilmiş olacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için doğal olarak Erdoğan’ın yine yoğun eforu ön plana çıkacak. CHP’de kaynayan kazandan bir şey çıkmayacak. Ulusalcıların hepsi ikna olacak.
Bahsedilen çatı aday, CHP’nin çatısını da tamir edecek ama cumhurbaşkanlığı adaylığı onun için ilerde sadece nostaljik bir serüven olarak kalacak.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasıyla boşalacak başbakanlığa Ahmed Davutoğlu, Numan Kurtulmuş ya da Binali Yıldırım üçlüsünden biri gelecek.
Hükümet, paralel dediği yapıyla mücadelede daha sert adımlar atacak ve bunun için ABD’bin yumuşak karnı olan israil kartını oynayacak. Yani israille ilişkilerini bir üst düzeye çıkarma karşılığında, mücadele ettiği yapının küresel ağına müdahale isteyecek.
Evet ister karamsar ister iyimser bakalım bunun gibi olaylar şimdiye kadar gelen akışın Ramazan ayında da devamından ibaret. Bir de Ramazan özel paketle gelecek. İçinden mis gibi Kur’an çıkacak. Yardımlaşma ve dayanışma çıkacak.
Ramazan önce Medineyi, Kur’an’la fethedecek. Sonra Mekke’ye yani arzın kalbine yönelecek ve savaşmadan girecek oraya. Oradan sonra zaten şehirler ve ülkeler istese de istemese de Kur’an’ın karşısında beyaz bayrak çekecekler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.