FETÖ tarafından kendisine kurulan kumpas sonucu yaklaşık 4 yıl önce Irak Kürdistanı Bölgesine gitmek zorunda kalan, Irak Kürdistan'ında bir şüphe üzerine gözaltına alınarak tutuklanan ve yaklaşık 4 yıldır tutuklu bulunduktan geçtiğimiz yıl şubat ayında ailesinin Türkiye’ye iade başvurusunda bulunmasının ardından Türkiye’ye getirilen Şahımerdan Sarı, 16 aydır tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi.

Konuyla ilgili İLKHA'nın görüştüğü Şahmerdan Sarı’nın avukatlarından Hüseyin Kurşun, 2014 yılında Irak’ın Erbil kentinde Kırmızı bültenle gözaltına alınan, defalarca Türkiye’ye iade edilmesini talep etmelerine rağmen bir türlü iade edilmeyen ve 2018 yılının şubat ayında Türkiye’ye getirilen Şahımerdan Sarı’nın, dün akşam 16 aydır tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden tahliye edildiğini doğruladı.

Kurşun, Sarı’nın FETÖ kumpasının kurbanı olduğunu, hakkında yapılan kolluk işlemlerinden, mahkeme ve yargıtay sürecine kadar olan tüm safahatlardaki polis ve yargı mensuplarının da bir çoğunun FETÖ operasyonları ile meslekten ihraç edilip, FETÖ üyeliğinden yargılanarak ceza aldıklarını belirtti.

Söz konusu örgütün özellikle emniyet ve yargıyı ahtapot gibi kuşatmış olduklarını dile getiren Kurşun, Sarı için defalarca yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurduğunu, ancak bu taleplerinin asla kabul edilmediğini ifade etti.

Hükümet yetkililerinin geç de olsa seslerini duyduğunu belirten Kurşun, Sarı'nın, dosyasında hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen cezasının onandığına ve yıllardır ise haksız yere cezaevinde tutuklu kaldığına dikkat çekti.

Kurşun, "FETÖ kumpası sonucu 2009 yılında yapılan operasyonla gözaltına alınan ve 4 yıllık yargılama sonucunda ‘Vasat terör örgütü’ yöneticiliğinden hakkında mahkumiyet kararı verilen Yargıtay  9. Ceza Dairesince kararın onanması üzerine önce Almanya’ya akabinde ise Kuzey Irak’ın Erbil şehrine hicret etmişti. Hakkında da kırmızı bültenle yakalama kararı çıkartılan Şahımerdan Sarı, burada yakalanmış ve yaklaşık 3,5 yıl da tutuklu kalmıştı. Avukatının Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne yaptığı başvurular sonucu 2018 yılının Şubat ayında uçakla Erbil’den İstanbul’a getirilen Şahımerdan Sarı, bir yılı aşkın bir süredir de İstanbul Silivri cezaevinde mahkum olarak tutuluyordu." dedi.

Gecikmiş adaletin adalet olmadığının altını çizen Kurşun, adaletin toplumun vicdanını temsil etmesi gerektiğini sözlerine ekleyerek, FETÖ yargısı mağdurları hakkında daha önce verilen mahkumiyet kararlarının "Türk milleti" adına değil Pensilvanya’daki örgüt liderinin kara vicdanından çıkan sese göre verildiğini belirtti.

Yusufi olmanın İslami mücadelenin doğasında olduğunu belirten Kurşun, ancak kuyuları kazanlara ve iftira atanlara karşı da uyanık olunması gerektiğinin bunun yolunun ancak birlik ve beraberlikten geçtiğini ifade etti.

Kurşun, bu sürecin yürütülmesinde İslami STK'ların kamuoyu oluşturduğunu ve bu mağduriyetleri sürekli gündemde tuttuğunu belirterek, bu durumun güzel bir vahdet örneği olduğunu ve bundan sonra da İslami  sivil toplum kuruluşlarının sadece mağduriyetlerde değil başarılarda ve güzel işlerde de vahdeti korumasının önemli olduğunun altını çizdi.

İLKHA