“Yarım asırdır ‘zamana’ ayar veriyorum”
Ağabeyinden öğrendiği saatçilik mesleğini yarım asırdır devam ettirdiğini söyleyen 61 yaşındaki Ökkeş Altunbaş, kendisine getirilen eski, bozuk ve antika saatleri teknolojiye yenilmeden ve zamana direnerek tamir ettiğini söyledi.
Gaziantep’te yaşayan 61 yaşındaki Ökkeş Altunbaş, ağabeyinden öğrendiği saatçiliği yarım asırdır aynı dükkanında devam ettiriyor. 10 yaşından bu yana antika saat tamirciliğini yaptığını belirten Altunbaş, kentte bu mesleği ayakta tutmaya çalışan ender isimlerden biri olarak tanınıyor.
Ağabeyinin yanında çıraklık yaparak öğrendiği mesleğini yarım asırdır sürdüren Altunbaş, küçük yaşta öğrendiği mesleğini 4 oğluna da öğrettiğini söyledi.
Mesleğine başladığı günden bugüne kadar zamanın su misali akıp gittiğini söyleyen Altunbaş, yarım asırdır “zamana” ayar verdiğini söyledi.
“En küçük bir hatayı kabul etmeyen bir meslektir”
Antika saat tamirciliği yapan ve mesleğin son temsilcilerinden olduğunu ifade eden Altunbaş, “Ben bu mesleği 50 yıldır yapıyorum. Bu mesleği vefat eden ağabeyimden öğrendim. Kendisi çok iyi bir ustaydı. Biz bu mesleği ondan öğrendik. Çocuklarımız ve yeğenlerimiz de bu mesleği bizden öğrendi. Şu anda ailecek biz bu mesleği yapıyoruz.”dedi.
Altunbaş, “Bu mesleğe başladığımda ilkokula gidiyordum. Yani bu mesleğe çıraklıktan başladım. Daha sonra kendimi geliştirdikten sonra mesleği öğrendim. O dönem mekanik saatler vardı. Şimdi o saatlerin yerini de elektronik saatler aldı. Ama biz hem antika saatlerin ve hem de elektronik saatlerin tamirini yapıyoruz. Saat tamirciliği çok incelik isteyen bir meslektir. Bu meslekte çok hassas olmamız gerekiyor. En küçük bir hatayı kabul etmeyen bir meslektir. Bundan dolayı da saatlerin tamirini gayet itinayla yapmak gerekiyor. Saat tamiri gibi temizliği de önemlidir. Çarkları ve dişlileri çok küçük olduğundan dolayı küçük bir toz bile saati çalıştırmaz.” şeklinde konuştu.
“Çocuklarım benden öğrendikleri mesleklerini icra ediyorlar”
Saat tamiri mesleğini ailece yaptıklarını belirten Altunbaş, “4 oğlumun da kendilerine ait ayrı ayrı saat tamir dükkanları var. Tamir edemedikleri saat olursa beni çağırırlar. Ben yine onlara ustalık yaparım. Çocuklarıma hem ustalık hem de babalık yapıyorum. Zaten onlar benim yanımda çalışırken bana hiç ‘baba’ demezlerdi, ‘usta’ derlerdi. Çünkü ben çocuklarımı bu şekilde alıştırdım. Ama şu anda hepsi de yetiştiler, dükkân sahibi oldular ve kendi dükkanlarında benden öğrendikleri mesleklerini icra ediyorlar.”
“Yarım asırdır ‘zamana’ ayar veriyorum”
Mesleğini çok sevdiğini belirten Altunbaş, “Zaten mesleğimi sevmeseydim bu işi bu kadar uzun bir süre yapmazdım. Ama ne kadar da olsa eski işlerimiz yok. Çünkü şu an saatlerin yerini telefonlar aldı. Bununla birlikte Çin malı saatler çıkmış ve onlar ucuz olduğundan dolayı insanlar bu saatleri kullanıyorlar. Zaten çoğu usta da bu mesleği bıraktı. Gaziantep'te sadece birkaç tane hatırı sayılır ustamız kaldı. Antika, köstekli ve duvar saatlerinin tamirini yapan usta ise neredeyse kalmadı. Ben bu mesleği yarım asırdır yapıyorum. Mesleğimi de severek yapıyorum. Mesleğimi, Allah ömür verdikçe yapmayı düşünüyorum. Mesleğimi ayakta tutmakla birlikte insanlarımızın, büyüklerinden kalmış hatıra saatlerini tamir ederek kendilerine veriyorum. Mesleğimi bu yönden de çok seviyorum. Yani yarım asırdır zamana ayar veriyorum.” diye konuştu.
Saatin hayatın her alanında çok önemli bir görev üstlendiğini belirten Altunbaş, antika saatleri tamir etmekten keyif aldığını belirterek, tamire gelen saatler arasında yüz yıllık saatlerin dâhi olduğunu ve eskiye bir merakın yeniden canlandığını ifade etti.
Altunbaş, “1965’li yıllarda bu saatler daha yaygındı. Hemen hemen her yerde bu saatler vardı. Şimdi ise pek yaygın değil. Kullananlar ise antika saatlerden hoşlanan insanlarımız.” dedi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.