Yasakçı Zihniyetten Bir An Evvel Vazgeçin (Video)
Hükümetin 2012-2013 Eğitim Öğretim döneminde kılık kıyafet yönetmenliğini değiştirerek başörtüsüne İmam Hatipler dışında yasak getirmesine bir tepkide Diyarbakır'ın Silvan İlçesinde faaliyet yürüten Ümmet Der'den geldi.
DİYARBAKIR- Hükümetin 2012-2013 Eğitim Öğretim döneminde kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek başörtüsüne İmam Hatipler dışında yasak getirmesine bir tepki de Diyarbakır'ın Silvan İlçesinde İslami ve hayır faaliyetlerde bulunan Ümmet Anlayışını Yayma ve Yaşatma Derneği (Ümmet Der)'den geldi. Dernek, yaptığı basın açıklamasında, yönetmelik ile yapılan haksızlığa karşı dur denilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Basın açıklamasını dernek adına okuyan M. Kerim Terim, Kur'an-ı Kerim'in Nur Suresi 31 ve Ahzab Suresi 59 ayetlerini hatırlatarak, şeytan ve şeytanilerin Allah'u Teâlâ'nın emir ve yasaklarıyla olan mücadelesinin tarih boyunca hiçbir zaman durmadığını belirtti.
Küfür Sürekli, İsyanlarını Toplum İçinde Etkin Kılmak İçin Örtüyü Hedef Almıştır
Terim, Allah'ın, Müslüman kadınların fıtratlarına yerleştirdiği kutlu hazinenin görkeminden haberdar olmaları ve o muhteşem hazineyi oluşturan hayâ ve iffet duygusuna sahip olmaları ve korunmaları için örtünmelerini emrettiğini ifade ederek, "Tarih boyunca yeryüzünde yaşamış insanoğlunun, Allah'u Teala'nın emretmiş olduğu tüm hakikatlere zıt hareket ederek hakikatten uzaklaşmasıyla beraber küfürlerini ve isyanlarını toplum içerisinde etkin kılmak; iffet, hayâ ve edep duygusunu toplumdan kaldırmak için örtüyü hedef almışlardır. Tarih boyunca Allaha karşı haddi aşan bu duyguları Allah'u Teala peygamberleri vasıtasıyla uyarmıştır. Allah'u Teala'nın hükmüne baş kaldırmış bu şeytani güçlere rağmen iffet ve hayâ sembolü olan örtü, Hz.Meryem Betül ile sembolleşmiş, Hz. Muhammet (s.a.v) ve getirmiş olduğu İslami hayat nizamıyla hayatımıza nakşedilmiş, Nur ve Ahzab suresi ile de hayatımızda sökülmesi mümkün olmayan bir hüküm halini almıştır. Şeytan ve şeytanilerin Allah'u tealanın emir ve yasaklarıyla olan mücadelesi tarih boyunca hiçbir zaman durmadı ve durmayacakta" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni kılık kıyafet yönetmeliğinin özgürlük alanını genişletmek ve mağduriyetleri gidermek noktasında beklentileri karşılamaktan uzak bir adım olduğunu açıklayan Terim, bakanlıkça gelecek öğretim döneminden itibaren uygulanmak üzere hazırlanan ve 27 Kasım tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliği ile eğitim alanında süregelen yasakçı zihniyetin sona erdirildiği iddiasının boş bir iddia olduğunun altını çizdi.
İnancımız, Kimliğimiz Pazarlığa Tabi Değildir
"Milli Eğitim Bakanlığını ve AK Parti Hükümetini, özgürlük alanlarını belli düzeylerde geliştirme adına şu veya bu zeminde inancımıza ve kimliğimize yönelik yasakçı, dayatmacı uygulamaları içselleştirecek bu tür adımlar atmamaları için uyarıyoruz" diyen, Terim, inancın bir kimlik olduğu ve pazarlığa tabi olmadığını kaydetti.
İnanç yasağının temel bir sorun ve bu ülkenin kanayan yarası olduğunu belirten Terim, kısmi düzeltmelerle, yüzdelik oranlarda azaltmalarla bu sorunu çözülemeyeceğini ifade ederek, "Bu sorun ancak açık, dürüst, cesur bir tutum alışla ve eşitlik ve adalet temelinde bir hukuk mantığıyla çözülebilir" dedi.
Halen pek çok okulda başörtülü eğitim görme ısrarlarından dolayı pek çok Müslüman kızın baskılara maruz kaldığını hatırlatan Terim, "Kimi yerlerde Gestapo zihniyetli idareciler ve kişiliksiz, korkak yetkililer yüzünden 13-14 yaşlarındaki çocuklarımız okuldan okula sürgün edilmekteler. 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerinde belki bu tür tablolar sıradan karşılanıyor, vaka-ı adiyeden addedilebiliyordu. Sizin bu zalimlerden ve zulüm dönemlerinden farkınız sadece İmam Hatip okullarında ve seçmeli Kuran derslerinde başörtüsü takabilme serbestisi mi olacak? Buna razı olacak mısınız? Bilin ki, biz asla razı olmayacağız" şeklinde açıklama yaptı.
Dolaylı biçimde de olsa başörtüsü yasağı içeren yeni yönetmeliğin yanlış ve zaaflı bir düzenleme olduğunu sözlerine ekleyen Terim, "Başörtüsü ve yasak kavramlarını herhangi bir biçimde ve herhangi bir yerde yan yana getiren, bir arada zikreden, tahayyül eden bir uygulamanın sizin tarafınızdan da asla kabul edilmemesi, içselleştirilmemesi gerektiğinin altını çiziyor; yanlıştan bir an önce dönülmesini talep ediyoruz" ifadelerine yer verdi.
Zalimler Kabul Etse De Etmese De Başörtüsü Rabbimizin Bir Emridir
Bu vahşi dayatmadan ötürü yıllardır sayısız gencin eğitim ve çalışma hakkının gasp edildiğini dile getiren Terim, insanların çevrelerinden ve geleceklerinden giderek hayattan koptuğunu söyledi.
Çetelerle kol kola gezen ilkel sistemin sorunu görmezden gelmeye devam ettiğini belirten Terim kendilerinin, despotik yol ve yöntemlerle soruna yaklaşan ve çözümsüzlüğü çözüm diye sunanların almış olduğu kararları 'yok' saydıklarını açıkladı.
Terim basın açıklamasını daha sonra şu ifadeler ile sürdürdü: "Zalimler kabul etse de etmese de başörtüsü rabbimizin bir emridir. Müslüman olduğumuz için de; gerek başörtüsü gerekse de inancımıza yönelik hiçbir yasağı kabul etmedik etmeyeceğiz" dedi.
Terim daha sonra, zulme asla boyun eğmeyeceklerini ve başörtüsü yasağı kalkana kadar susmayacaklarını belirterek, "Bu keyfi, kanunsuz ve hukuksuz yasağın bir daha gerçekleşmemesi, hortlamaması için de başörtüsü özgürlüğü Anayasal güvence altına alınmalıdır" şeklin konuştu.
Terim, son olarak bu yasakçı yönetmeliği kınadıklarını belirterek bu yanlışlıktan bir an evvel geri dönülmesi talebinde bulundu. (Yusuf Bati-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.