Yazı işleri müdürlüğü adliye personelinin hakkıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "Yargı Reformu Strateji Belgesi"nde yer alan zabıt kâtiplerinin, kurum içi görevde yükselme yolu olan yazı işleri müdürlüğü sınavlarının kaldırılmasına adliye çalışanları tepki gösterdi.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 30 Mayıs 2019 tarihinde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarafından açıklanan "Yargı Reformu Strateji Belgesi"nde yer alan zabıt kâtiplerinin, kurum içi görevde yükselme yolu olan yazı işleri müdürlüğü sınavlarının kaldırılmasına Büro Memur-Sen Gaziantep Şubesi, adliye önünde düzenlediği basın açıklamasıyla sert tepki gösterdi.
Gaziantep Adliyesi önünde bir araya gelen Büro Memur-Sen Gaziantep Şubesi yetkilileri ve üyeleri ile adliye çalışanları; Yazı İşleri Müdürlüğü'ndeki sınavların kaldırılmasına tepki göstererek, Yazı İşleri Müdürlüğü'nün adliye personelinin hakkı olduğunu söylediler.
Adliye çalışanları adına basın açıklamasını Büro Memur-Sen Gaziantep Şube Başkanı Hanifi Borazan okudu.
Borazan, "30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan 'Yargı Reformu Paketi Taslağı'nda Adalet Bakanlığımızda zabıt kâtibi arkadaşlarımızın görevde yükselme yoluyla elde edebildiği tek kariyer umudu olan yazı işleri müdürlüğü sınavının kaldırılması öngörülmüş, yerine yazı işleri müdürlüğünün kariyer meslek olarak yapılandırılması, yazı işleri müdürlüğünün görevde yükselme usulü ile değil, hukuk eğitimi almış olanların öncelikle sınavla girilebilen bir kariyer meslek haline dönüştürüleceği ifade edilmiştir. Adalet Bakanlığı personelleri olarak, yapılan bu açıklamayı üzüntüyle karşılıyoruz. Yapılması düşünülen düzenleme ile adliyelerde mesleki tecrübeye sahip, dava dosyalarının tozunu yutan çalışanlarımızın emeklerinin göz ardı edilerek, mesleki tecrübeye sahip olmayanların kurum dışından sınava tabi tutularak mahkeme birimlerine yazı işleri müdürü olarak atanması, iş deneyimi konusunda tecrübe eksikliği nedeniyle aksamalara neden olacağı gibi, personel arasında çalışma barışını ve huzurunu ortadan kaldıracaktır." dedi.
Açıklanan Yargı Reformu Paketi'nin, birçok açıdan yenilik getirdiğini ancak, kurum çalışanları için hiç bir yenilik getirmediğini belirten Borazan, "Kurum çalışanlarının hakkı olan görevde yükselme sınavının ellerinden alınmak istenmesi ya da yazı işleri müdürlüğüne kurum dışından atama yapılması ile bugüne kadar hakkımız olan yazı işleri müdürlüğüne ortak yapılmak istenmesi Yargı Reformu Paketi için kara bir lekedir." ifadelerini kullandı.
Yargı Reformu Paketi hazırlanırken Adalet Bakanlığı ile birlikte baroların ortak bir çalışma yürüttüğünü ancak, çalışmanın paydaşı olan adliye çalışanlarının ve Adalet Bakanlığında yetkili sendika olan Büro Memurları Sendikası'nın görüşünün alınmamasının kabul edilemez olduğunu belirten Borazan, adliye çalışanlarının görüşünün alınmadığı bir Yargı Reformu Paketi'nin eksik ve sakat olduğunu ifade etti.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu da adalet çalışanlarından özür dilemeye davet eden Borazan, "Adalet çalışanları olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın, Yargı Reformu Paketini değerlendirirken yapmış olduğu açıklamada, dosyaların eksik olarak duruşmaya çıkmasının müsebbibi yazı işleri müdürleriymiş gibi hedef göstermesi ve yazı işleri müdürlüğüne hukuk mezunlarının atanması ile bu sorunların ortadan kalkacağını ifade etmesi, yargı çalışanlarımıza bir hakarettir. Barolar Birliği Başkanı, yazı işleri müdürlerinin görevlerinden bihaberdir. Dosyaların duruşmaya eksik çıkmasının sebebi yazı işleri müdürleri midir? Bu talihsiz açıklamayı şiddetle kınıyor ve Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu adalet çalışanlarından özür dilemeye davet ediyoruz." şeklinde konuştu.
Borazan, "Barolar Birliği Başkanı, hukuk mezunu olan avukatları adliyelere yazı işleri müdürü olarak atanması için göstereceği çabayı avukatların maaş, özlük ve mesleki eğitimleri için harcarsa hem başkanı olduğu Barolar Birliği'nin müktesebatına uygun hareket etmiş olur, hem de kendi meslektaşlarına karşı samimi olduğunu göstermiş olur. Madem, her hukuk eğitimi almış olan kişi adliyelerde yazı işleri müdürlüğü sınavına girebilecek, bu halde çoğunluğu lisans mezunu olan ve hukuk eğitimi almış zabıt kâtibi arkadaşlarımızın da yapılacak olan sınavla avukat olmasının, hâkim ve savcı yardımcısı olmasının da önü açılmalıdır. Bakanlığımızca uygulamaya konulan uzlaştırma işlemlerinde alınan sonuçlar göstermiştir ki, 'Uzlaştırmacı' olarak atanan adliye personelleri, kurumsal bilgi birikimi ve tecrübesiyle uzlaştırmadaki başarı oranını artırmıştır. Bu veri dahi adliye personellerinin sorumluluk aldığında neleri başarabileceğinin apaçık kanıtıdır." diye konuştu.
Açıklamasının devamında Borazan şunları dile getirdi:
"Adalet Bakanlığında adalet hizmetlerinin devamlılığı esas olduğundan bakanlıktaki sözleşmeli istihdamına son verilmesini, kadrolu personel ile aynı işi yapan sözleşmeli personelin kadroya alınmasını, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak tamamının genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesini, 3600 ek göstergenin bütün adliye çalışanlarına verilmesini, sağlığımızı tehdit eden çalışma koşullarının iyileştirilmesini, adalet hizmetleri sınıfının oluşturulmasını, adalet hizmeti tazminatı oranının yükseltilmesini, büyükşehir tazminatı ödenmesini, servis hizmetinden yararlandırılmasını, yemek yardım miktarının alt limitten değil üst limitten ödenmesini, döner sermaye havuz ücretlerinin ödenmesini, nöbet ücretlerinin ödenmesini, yıpranma payı ödenmesini, adliyelerde mobbing biriminin kurulmasını ve son olarak zabıt kâtiplerinin tek kariyer umudu ve hakkı olan görevde yükselme sınavı yoluyla elde ettikleri yazı işleri müdürlüğü sınavına, avukatların ya da diğer kurumlardan memurların atanmasını sağlayacak olan taslak düzenlemeden vazgeçilmesini istiyoruz."
Borazan, "Adalet Bakanlığı çalışanları olarak yargı hizmetlerini yerine getirirken sorumluluğumuzun ağırlığının bilincindeyiz. Ancak artan iş yükü, fiziki şartların yetersizliği, amirlerin baskısı, mobbinge maruz kalınması, haksız bir şekilde vatandaş ve avukat şikâyetlerine maruz kalınarak hakkımızda adli ve idari soruşturmanın başlatılması ve cezalandırma sisteminin öngörülmesi başlıca sorunlarımız iken, yukarıda ifade ettiğimiz mali, özlük haklarımıza ilişkin kayıplarımızın yanında bir de zabıt kâtiplerinin görevde yükselme sınavı ile yazı işleri müdürü olarak atanmasına ortak yapılması ile personelin Adalet Bakanlığı'ndan diğer bakanlıklara ve kurumlara geçme isteği ve talebinde artışa neden olmaktadır. Bunun önüne geçilmek isteniyorsa derhal çalışanlarımızın özlük, mali, sosyal ve kariyer hakkı kesin olarak güvence altına alınmalıdır. Ayrıca bu haksız uygulamanın düzeltilmesine yönelik çalışanlarımızın talep dilekçelerini Adalet Bakanlığımıza göndermek üzere hazırlamış bulunmaktayız." ifadelerini kullandı.
Adalet Çalışanları olarak yetkililere seslendiklerini belirten Borazan, hakları olan görevde yükselme sınavı ile elde ettiğimiz yazı işleri müdürlüğü sınavı ile ilgili güncelleme yapılıncaya kadar basın açıklamalarına ve eylemlerine devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
Basın açıklamasının ardından grup, sessiz bir şekilde dağıldı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.