Sahabelerin isimleri bölge için bir şereftir
HDP'li DBB'nin cami ve ardından sahabe hazımsızlığına tepki gösteren vatandaşlar, Sahabe isimlerinin bölge için bir şeref olduğunu belirterek bazı kesimlerce bu İslami değerlerin tahrip edilmeye çalışıldığına dikkat çektiler.
HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin 4 caminin yıkımı ve İyaz bin Ganem isimli Sahabe isminin verildiği caddenin adının değiştirmeye yönelik almış olduğu kararlara tepkiler gelmeye devam ediyor. Belediyenin cami ve ardından sahabe hazımsızlığına tepki gösteren vatandaşlar, Sahabe isimlerinin bölge için bir şeref olduğunu belirterek bazı kesimlerce bu İslami değerlerin tahrip edilmeye çalışıldığını ifade ettiler.
Camilere müdahale ederek kapanmasına veya yıkılmasına yönelik çalışmaları cinayet olarak nitelendiren Mehmet Eroğlu, "Müslümanlar olarak referansımız Kur'an-ı Kerim'dir. O bize her alanda olduğu gibi bu konuda da açıklayıcı bilgi vermiştir. Kur'an-ı Kerim'in bir ayetinde 'De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir.' Bu noktada camilere müdahale etmek, kapanmasını veya yıkılmasını sağlamak İslami bakış açısına göre büyük bir cinayettir, şeytaniliktir, şeytana hizmet etmektir." dedi.
Camilerin çoğalmasının Müslümanları gururlandırdığını, mutlu ettiğini belirten Eroğlu, İslam aleyhine yapılan uğraşlara dikkat çekerek şunları söyledi:
"Sahabelerin isimleri bölge için bir şereftir. Fakat İslami değerleri tahrip etmeye çalışan bir kısım insan vardır. Ellerine güç geçirdikleri an ilk işleri, Müslümanları değerlerinden uzaklaştırmaya çalışmak, asimile etmektir. Özellikle gençliğimizin dininden habersiz olması için bir gayret içerisindedirler." ifadelerini kullandı.
Oğlunu Kobani bahaneli 6-7 Ekim olaylarında şehid veren baba Mehmet Gökgöz, "6-7 Ekim olaylarında halkı sokaklara çağıranlar, bu gün de milletin kutsallarına el uzatıyorlar. Sahabeler ve Müslümanlar burayı fethettiler. Sen cadde, kanal, kaldırımları yap. Senin işin millete hizmet etmektir, kutsallarını yıkmak değildir." diyerek yıkım kararına karşı tepkilerini dile getirdi.
"Canımızı İslam'a feda ettik, tekrar feda etmeye hazırız"
Gökgöz, "Belediyenin almış olduğu karara karşı, tüm Müslümanları tepkilerini göstermeye davet ediyoruz. Bizler var olduğumuz sürece bu tür şeyleri kabul etmeyiz. Bizler; babalarımız, atalarımız Müslümandır ve biz buranın insanıyız. Bizim kutsallarımızla uğraşacaklarına başka işlerle uğraşsınlar. Bizim canımız ve malımız İslam'a feda olsun. Bizler canımızı feda ettik, tekrar feda etmeye hazırız." şeklinde konuştu.
Belediyenin hizmet alanlarında kaçamak yaparken İslami değerlere saldırdığını ifade eden Rıdvan Çoban ise, "Belediyenin bu kararlarını her Müslüman gibi bizler de kınıyoruz. Yüzde 99'u Müslüman olan bir şehre hizmet gerekirken bunu yapmayan belediyeye sesleniyorum. 'Bizler aylarca sizi aradık, ilaçlama yapın!' dedik. İdeolojileri yalan üzerine kurulduğu için her seferinde 'yapacağız' dediler. Hizmete gelince her türlü kaçamağı yapan belediye, İslam'a gelince her zamanki gibi yapacağını yaptı, buna şaşırmadık." sözlerini kullandı.
"Belediye halktan özür dilemeli"
Belediyenin yaptığını provokatörlük olarak tanımlayan Çoban, "Bu kararlarından vazgeçsinler. Telefonlarımıza mesaj atıp 'yanlı medyanın yalanları' diyorlar. Bu bir gerçektir, gerçeği saklamamalı, bu halktan özür dilemelisiniz. Müslüman halk bu karara en sert tepkiyi vermelidir. Tabiki şiddet olarak değil, sosyal medya ve basın açıklamaları gibi imkânları kullanmalıyız. Eğer söylediklerini yaparlarsa bu İslam'a açılmış bir savaştır. Bir sonraki seçimde halk, en sert cevabı sandıkta verir inşallah." dedi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.